@article{article_1653117, title={İbâdî Düşüncede Emir bi’l-Ma‘rûf Nehiy ani’l-Münker İlkesinin Kullanım Alanı ve Bu İlkenin Pratiklerine Dair Bir İnceleme}, journal={Kader}, volume={23}, pages={291–312}, year={2025}, DOI={10.18317/kaderdergi.1653117}, author={Yoldaş, Mehmet Hanifi}, keywords={İslam mezhepleri tarihi, İbâdiyye, Ma‘rûf, Münker, Azzâbe, Hisbe, Velâye}, abstract={İslâm, kişinin Allah Teâlâ’nın rızasına uygun bir hayat yaşaması için hem bireysel hem de toplumsal yaşamda uyması gereken çeşitli emir ve yasaklar koymuştur. Bu emir ve yasakların varlık sebebi insanoğlunun dünya hayatında kimseye zarar vermeden ve kimseden zarar görmeden bir ömür sürmesi içindir. Bu durumu teminat altına alan ilke ise insanların maslahatı için farz kılınmış olan emir bi’l-ma‘rûf nehiy ani’l-münker esasıdır. Bu ilkenin gayesi; İslâm toplumunun Kur’an ve sünnetin ahkâmına uygun erdemli, barış ve sükûn içinde hayatını sürdüren bir ümmet olmasını sağlamaktır. Hicrî birinci yüzyılın sonuna doğru başlayan Müslümanlar arasındaki gruplaşmaların zamanla fırkalaşma hareketine dönmesiyle birçok itikadî ve siyasî mezhep teşekkül etti. Bu mezheplerden biri olan İbâdiyye; İslam ümmeti içerisinde varlığını günümüze kadar devam ettiren itikadî oluşumlardan biridir. İbâdîler, Hâricîlerin günümüzdeki devamı olarak kabul edilmekte ve itidalli fikirlere sahip olmakla nitelendirilmektedirler. İbâdiyye; ilk dönem kurucu liderlerinin imametleri zamanından itibaren fikirlerinin ekolleşmesi ve farklı beldelerde mezhebî görüşlerinin yayılması için davet çalışmalarını sistematik şekilde sürdürdü. İbâdîler, mezhebi görüşleri doğrultusunda bir İslâm toplumu meydana getirme ve devletleşme çalışmalarının istenilen neticeyi getirmesi için tarihsel süreçte çeşitli kurumlar ve nizamlar/sistemler teşekkül ettirdiler. Tüm bu çalışmaların nihaî gayesi insanların yaşamlarında ma‘rûfun artması ve münkerin kademeli olarak azalması ile asr-ı saadet dönemine benzer bir İslâm toplumunu vücuda getirme ülküsüdür. Bireyin değişiminin beraberinde toplumsal dönüşümü getireceği gerçeğini dikkate alan İbâdîler, toplum hayatını tanzim edecek ilkelerin en önemlisi olarak adalet esasını öne çıkardılar. Onlara göre adalet ilkesinin temelini ise emir bi’l-ma‘rûf nehiy ani’l-münker esası oluşturmaktadır. İbâdiyye, tarihi süreç içerisinde toplum hayatını tanzim etmede İslam’ın en önemli ilkesi olarak kabul edilen emir bi’l-ma‘rûf nehiy ani’l-münker esasının tatbiki için birçok uygulama geliştirdi ve çeşitli pratikler ortaya koydu. Emir bi’l-ma‘rûf nehiy ani’l-münker ilkesinin her bir Müslümana gücü oranında farz olduğu düşüncesine sahip olan İbâdîlerin bu ilkeyi uygulama adına yaptıkları çalışmalar ve pratikler dindar bir toplum ve dindar bir nesil inşa etmede önemli kilometre taşları olarak kabul edilir. Makalemizde İslâm dünyasının farklı bir coğrafyasında varlığını devam ettiren İbâdî Müslümanların kendi mezhebi görüşlerini yaymada, toplumsal hayatı tanzim etmede ve İslâm’ın hayata hâkim olmasında bu ilkenin pratiğe aktarılması adına yapılan uygulamaları ve işlevlerini ortaya koymaya gayret edeceğiz. Araştırmamızda İbâdî müellif ve âlimlerin eserleri başvuracağımız öncelikli kaynaklarımızdır.}, number={1}, publisher={Mehmet BULĞEN}