@article{article_1655573, title={AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN’A TABİ TASARRUFUN İPTALİ DAVALARINDA İSPAT YÜKÜ}, journal={Ankara Barosu Dergisi}, volume={83}, pages={1–76}, year={2025}, DOI={10.30915/abd.1655573}, author={Gök, Özgecan}, keywords={kamu (vergi) icra hukuku, tasarrufun iptali davası, ispat yükü, karine, varsayım}, abstract={6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, kamu alacaklarının cebren tahsil sürecini; bu süreçte kamu alacaklısına tanınan yetkileri ve menfaat dengesi temelinde kamu borçlusuna tanınan hak ve yükümlülükleri düzenlemektedir. Tasarrufun iptali davaları ise tıpkı özel hukuk temelli alacaklar bakımından 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda olduğu gibi kamu alacağın karşılıksız kalmasına sebep olan ya da mal kaçırma şüphesi içeren tasarrufları etkisiz hale getirmek amacıyla cebren tahsil sürecine dahil edilen güvence önlemlerinden biridir. Kanunda yer alan şartlar altında tasarruf ve muamelelerin iptali için açılan bu davalar, mülkiyet hakkının bahşettiği, kullanma ve tasarruf etme yetkilerine getirilen sınırlama niteliğindedir. Kanunda bu tür davaların sebebi genellikle karinelere ya da varsayıma dayalı düzenlendiğinden, taraflar yargılama sürecinde yoğun bir ispat faaliyetine girmektedir. Davanın aksi ispat edilebilen adi kanuni karinelere dayanması hali pek sorunlu görülmemekte iken kesin kanunî karinelerle düzenlenen tasarrufun iptali sebepleri aksini ispat hakkı tanımaması sebebiyle tasarruf özgürlüğüne ölçüsüz müdahale anlamına gelebilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin, Kanun’da 28’inci maddede, bağışlama hükmünde sayılan “üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan hısımlariyle, eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri hısımlar arasında yapılan ivazlı tasarruflar” düzenlemesini iptal etmiş olması bu çalışmanın yapılmasında ilham kaynağı olmuştur. İspat yükünün nasıl dağıtılacağı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a tabi tasarrufun iptali davaları yönünden irdelenmesi gereken bir konudur. İşte bu nedenle çalışmada kamu menfaati için tahsil edilen kamu alacaklarında hazine lehine açılan davalarda, taraflara ispat hakkının tanınması, ispat yükünün paylaştırılması ve mülkiyet hakkına müdahalenin sınırı ekseninde tasarrufun iptali davalarında ispat sorunu ele alınmaktadır.}, number={3}, publisher={Ankara Barosu}