@article{article_1660875, title={GELENEK VE MODERNİTE ARASINDA REŞİD RIZA}, journal={Fırat Üniversitesi Uluslararası İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi}, volume={9}, pages={95–111}, year={2025}, DOI={10.61524/fuuiibfdergi.1660875}, author={Kartal, Rabia Nur}, keywords={Batı, Islah, Tecdit, Şu’ra, Hilafet}, abstract={Bu çalışma modern İslam siyasi düşüncesinde Afgani-Abduh çizgisinde ilerleyen Reşid Rıza’nın (1865-1935) politik fikirlerini merceğe almaktadır. Çalışmanın amacı Reşid Rıza’nın ıslah ve tecdit düşüncesini, gelenek-modernite çatışmasında İslam dünyasının geleceği bağlamında nasıl temellendirdiğini ve bu düşüncenin günümüz İslam siyaset düşüncesi üzerindeki yansımalarını incelemektir. Nitekim modern İslam siyasi düşüncesi daha ziyade Afgani ve Abduh’un siyasi yelpazesi ekseninde ilerlemiş, Reşid Rıza ile ilgili geniş çaplı bir analiz yapılmamıştır. Bu çalışma literatürdeki bu eksikliği tamamlama gayesi taşımaktadır. Bu bağlamda Rıza’ya göre, Müslüman Doğu’nun Batı nezdinde geri kalışı ve emperyal güçler tarafından sömürgeleştirilmesi Müslümanların bid’at ve hurafelere saplanarak İslami hakikat ve değerlerden kopuşu sebebiyledir. Rıza’ya göre İslam coğrafyasının Batı karşısında almış olduğu bu mağlubiyet İslam’ın ilerlemeye mâni oluşundan değil; bilakis Müslümanların İslami hakikat ve değerlerden uzaklaşmasından kaynaklanmaktadır. Müslüman coğrafya bilgisizlik, cehalet, yoksulluk, yozlaşma ve istibdat içerisinde kıvranırken Batı muazzam atılımlar gerçekleştirmiş, askeri, ekonomik, siyasi ve kültürel alanlarda üstünlüğünü ispat etmiştir. Dolayısıyla ilerleme ne klasik ulemanın iddia ettiği gibi geleneklere sıkı sıkıya bağlılık ne de modernistlerin ileri sürdüğü gibi İslami kaideleri tamamen terk etmek suretiyle her anlamda Batı’yı taklit ederek gerçekleşebilir. Bir orta yol mümkündür ve İslam’ın bizatihi kendisi –Kuran ve Sünnet- terakkiyi sağlayacak dinamikleri barındırmaktadır. Rıza’ya göre İslam, modern dünyanın getirmiş olduğu norm ve değerlere –anayasa, meclis, parlamento, sınırlı iktidar, insan hakları, demokrasi- karşı çıkmamakta, bilakis şu’ra ve meşveret kavramları ekseninde bu normları teşvik edici bir sistematik sunmaktadır. Bilim ve teknik alanında Batı’nın kazanımları örnek alınmalı iken Müslümanlar ümmet bilinci içerisinde kendi yerel kimlik ve değerlerini de muhafaza etmelidirler. Bu minvalde Rıza modernleşme ve Batılılaşma arasında keskin bir ayrıma işaret etmektedir. Bu açıdan Rıza’nın hilafet teorisi Kuran-sahih sünnet ile modern gereklilik ve kurumların; çağdaş normlar ile İslami değerlerin uzlaşı noktasından hareket etmektedir. Çalışma, nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi tekniği ve yorumsamacı bir yaklaşımla ele alınmıştır.}, number={1}, publisher={Fırat Üniversitesi}