@article{article_1663747, title={AYNEN İADESİ İSTENEN ANCAK DAVALININ ELİNDE OLMADIĞI İÇİN DEĞERİ TAHSİL EDİLEN TAŞINIRIN HÂLÂ DAVALIDA OLDUĞUNUN SONRADAN ANLAŞILMASI}, journal={İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi}, volume={16}, pages={298–312}, year={2025}, DOI={10.21492/inuhfd.1663747}, author={Akıncı, Hakan Burak}, keywords={mülkiyetin korunması, ilamlı icra, taşınır teslimi, taşınırın değerinin haczedilmesi, taşınırın tekrar ortaya çıkması}, abstract={Mülkiyet hakkının ihlâli halinde malik, bir iade davası açarak taşınırın kendisine teslimini isteyebilir. Bunun icrası ise İcra ve İflâs Kanunu m. 24’te düzenlenen taşınırın teslimi hükmüyle gerçekleşmektedir. Eğer taşınır borçlunun elinde bulunamazsa, m. 24/4’e göre değeri üzerinden hacze devam edilir. Öte yandan, taşınırların gizlenmesi veya muvazaalı olarak devredilmesi çoğu durumda oldukça kolaydır. Özellikle de taşınırın bir sanat eseri olması veya taraflar için manevî bir değerinin bulunması gibi durumlarda bu ihtimal daha da artmaktadır. Haksız zilyet, kendisine iade davası açıldığında taşınırı saklamakta, bunun değerini belki de memnuniyetle ödemekte ve teknik olarak kaybettiği davadaki mahkeme kararını kendi lehine kullanarak taşınıra adeta malik olmaktadır. Malik ise haksız zilyedin hileli davranışları veya ihmali yüzünden artık taşınırı aynen iade alamayacağına inandırılıp değerine razı edilmektedir. Bu durum, hukukumuzda kendisine yüksek önem atfedilen mülkiyet hakkının uygulamada kolayca ihlâl edilebilmesi sonucunu doğurmaktadır. Çalışmamızda malikin, böyle bir ihtimalle karşılaşması halinde hangi çözüm yollarına başvurulabileceği değerlendirilmiş ve ardından yeni bir kanun hükmü teklifinde bulunulmuştur.}, number={1}, publisher={İnönü Üniversitesi}