@article{article_1673611, title={Hakîm et-Tirmizî’nin (ö. 320/932) el-Menhiyyât Adlı Eserindeki Nehiy İçerikli Rivayetlerin Fıkhî Açıdan Tahlili}, journal={Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi}, volume={12}, pages={1113–1140}, year={2025}, DOI={10.51702/esoguifd.1673611}, author={Aslan, Zübeyir}, keywords={İslam Hukuku, Fıkıh Usulü, Nehiy, el-Menhiyyât, Tahrîm, Kerâhet}, abstract={İslam Hukuku, emir ve nehiy kavramlarından oluşan birtakım ilke ve kurallar koymuştur ki naslardan şer‘î hüküm istinbatında bunlardan istifade edilmektedir. Fıkıh usulü âlimlerine göre bu kavramlardan biri nehiydir. Mutlak nehyin sîgasının yasaklayıcı özellikte olduğunda, yasaklamanın harama hakikaten, kerahet ve diğer hükümlere ise mecazen delalet ettiğinde usulcüler görüş birliği içerisindedirler. Ancak onlar, bazı nehiylerin hüküm ifade etme derecesinde ihtilaf yaşamışlardır. Cumhura göre, aksine herhangi bir karine yoksa nehiyde asıl olan, nehyin tahrîme delalet etmesidir. Bir kısım usulcü ise şayet haramlığa delalet eden başka bir karine varsa nehyin tahrîm gerektirdiğini, yoksa kerahet ve irşad vb. anlamında kullanıldığını ifade etmektedirler. Buna göre usulcülerin çoğunluğu, şayet aksine bir karine yoksa mutlak nehyin kesin olarak “tahrîm”e delalet ettiğini ifade ederken, bazı usulcüler, naslardaki nehiylerin delaleti ve fıkhî hükümlere etkisi konusunda bunun her zaman tahrîme delalet etmeyebileceğini vurgulamaktadırlar. Hakîm et-Tirmizî tarafından telif edilen el-Menhiyyât adlı eserde zikredilen nehiyler de daha çok bu ikinci kategorideki usulcülerin görüşleri doğrultusunda olduğu değerlendirilmiştir. Fıkıh usulü âlimleri, nehyin sîgası, nehyin sîgasının fesad ve butlana delaleti ile fevr ve tekrarı gerektirip gerektirmediği hususunda ihtilaf yaşamışlardır. Ancak usulcüler nehyin doğrudan veya dolaylı şekilde hüküm koymasında hemfikirdiler. Bunun için literatürde nehy-i sarih ve nehy-i gayri sarih tabirleri kullanılmıştır. Nehy-i sarih’de hüküm açık olup şâri‘in ne istediği bilinmektedir. Ayrıca konum itibariyle nehyeden kişi, baskın otorite sahibi olup üstün asta emri gibi buyurucu mevkidedir. Gayr-i sarih kategorisinde değerlendirilen nehiy ise hüküm koymada bu netlikte bağlayıcı değildir. Zira bu nevi nehiy tahrîmle birlikte kerahet, ibâha, te’dîb, dua, tahkîr, teselli, beyânü’l-âkıbe, ye’s, irşâd, tahzîr, tehdit ve iltimasa da delalet edebilmektedir. Hakîm et-Tirmizî’nin telif ettiği el-Menhiyyât adlı eser Hz. Peygamber’den rivayet edilen çeşitli alanlardaki nehiyleri ihtiva etmiştir. Bu yönüyle eser bir fıkıh usulü konusudur. Araştırdığımız kadarıyla bu eserin fıkhî açıdan değerlendirilmesinin yapılmamış olması dikkati celp etmiştir. Bu çalışmadaki amaç söz konusu nehiylerin fıkhî tahlil ve değerlendirmesini yapmaktır. Çalışmada tahkik yöntemine başvurulmuş, içindeki rivayetler baştan sona kategorize edilmiştir. Buna göre el-Menhiyyât’ta zikredilen yasakların, daha çok nehyin gayr-i sarih kategorisinde varid olduğu görülmüştür. Keza araştırma neticesinde, zikredilen rivayetlerin büyük bir kısmının Hz. Peygamber’in Kur’an’daki hükümleri açıklama rivayetlerinden oluştuğu, bir kısmının ise o’nun müstakil sayılabilecek söylem ve tatbikatları olduğu bulgusuna da rastlanmıştır. el-Menhiyyât üzerinde yapılan çalışma çerçevesinde içinde zikredilen nehyin bir bölümünün ibadetlerle ilgili olduğu anlaşılmıştır. Nitekim Hz. Peygamber’in bazı vakitlerde namaz kılmayı, imamlık, müezzinlik ve Kur’an eğitiminin ücret karşılığında yapmayı, imam hutbe okurken konuşmayı, mezbele ve makberler içinde namaz kılmayı, ramazan ayında hilalin görülemediği şek/şüphe günü, dini bayram günleri ile yemek yemeden iki gün üst üste oruç tutmayı yasaklaması kerahet babından; cünüplü iken mescide girmeyi, bu haldeyken mescitte oturmayı yasaklaması ise tahrîm babından addedilmiştir. el-Menhiyyât’ta değinilen bazı nehiyler aile hukuku ile alakalıdır. Nitekim iki kız kardeş, bir kadın ve halası ile bir kadın ve teyzesi gibi bazı yakın akrabaların aynı zaman diliminde aynı erkeğin nikâhı altında bulunmaları yasaklanmıştır. Nehyedilen şiğâr nikâhında da iki kadının değiş tokuşu yapıldığı için mehir söz konusu değildir. Hz. Peygamber’in buradaki nehyi, mali bir bedel konulmadan, iki kadının karşılıklı olarak mehir mesabesinde değerlendirilmesi hususundadır ve bu nevi akit de haram/batıl sayılmıştır. Hz. Peygamber günlük hayatta insanların kullandıkları bazı tazim kavramlarını nehyetmiş, beden sağlığına önem vermiş ve bazı bedensel hakların çiğnenmesini yasaklamıştır. Keza o, hayvan hakları hususunda da Müslüman toplumu uyarmıştır. Hz. Peygamber altının gümüşle satılmasını yani faizli işlem yapılmasını, Müslümanların şarap içmesini haram kılmıştır. Hz. Peygamber insanların giyim kuşamda israfa kaçmamalarını tavsiye etmiş; erkeklerin ipek giysi giymeleri ve ihtiyaç yokken altınla süslenmelerini nehyetmiştir. Bu itibarla çalışmada, mezkûr eserde zikredilen ve nehiy ifade eden yukarıda verilen hususl}, number={2}, publisher={Eskişehir Osmangazi Üniversitesi}, organization={Bu araştırmayı desteklemek için dış fon kullanılmamıştır.}