@article{article_1675331, title={Kohlberg ve Ahlâkî Gelişim Teorisi, Editör: Hamit ER ve Hasan KAPLAN (İstanbul: Mahya Yayınları, 1. Basım, 2020, 304 Sayfa)}, journal={Ordu İlahiyat}, pages={125–131}, year={2025}, DOI={10.70674/oi.1675331}, author={Çorbacı, Osman Kamil}, keywords={Din Eğitimi, Ahlaki Gelişim, Lawrence Kohlberg, Kültürel ve Feminist Eleştiriler, Kolektivist Toplumlar}, abstract={“Kohlberg ve Ahlâkî Gelişim Teorisi” başlıklı kitap, Hamit Er ve Hasan Kaplan’ın editörlüğünde hazırlanmış kapsamlı bir derleme niteliği taşımaktadır. Kitap, Lawrence Kohlberg’in ahlâkî gelişim kuramını teorik, metodolojik ve kültürel boyutlarıyla disiplinler arası bir bakışla ele almakta, kuram etrafında şekillenen tartışmaları görünür kılmayı ve ilgili disiplinlerde çalışan akademisyen, eğitimci ve uygulamacılara kapsamlı bir çerçeve sunmayı amaçlamaktadır. Kuramsal düzeyde Kantçı adalet ilkesi ile Piaget’nin bilişsel gelişim modeli temel alınmakta, feminist teori, kültürel psikoloji, ahlâk eğitimi ve kolektivist toplum analizlerinden gelen eleştirilerle kuram çok boyutlu biçimde tartışılmaktadır. Metodolojik açıdan kitap, telif ve çeviri makaleler aracılığıyla kuramın felsefî dayanaklarını, bilişsel aşamalarını, ölçme araçlarını, kültürel geçerliliğini ve eğitim uygulamalarını bölümler halinde incelemektedir. Birinci bölüm, teorinin entelektüel arka planını Kantçı evrensellik anlayışıyla Piaget’nin bilişsel gelişim modeli arasındaki ilişki üzerinden incelemektedir İkinci bölüm, Platon ve Kant gibi düşünürlerin etkileri çerçevesinde kuramın tarihsel ve felsefî temellerini tartışmaktadır. Üçüncü bölüm, ahlâkî ikilemlere dayalı ölçüm araçlarının farklı kültürel bağlamlarda sınırlı kaldığını vurgulamaktadır. Dördüncü bölüm, bilişsel gelişim ile ahlâkî yargı arasındaki bağı ortaya koyarken duygusal boyutların göz ardı edilmesini eleştirmektedir. Beşinci bölüm, feminist ve kültürel eleştiriler ışığında kuramın revize edilebilirliğini gündeme getirmektedir. Altıncı bölüm, eğitim bağlamında “adil topluluk” yaklaşımını tartışarak pedagojik esneklik ihtiyacına dikkat çekmektedir. Yedinci bölüm, evrensel etik ilkeler düzeyinin teoride normatif bir zirve olarak öngörülmesine rağmen ampirik olarak sınırlı biçimde doğrulandığını göstermektedir. Sekizinci bölüm ise okul ortamında ahlâk eğitiminin gelişimsel bir bakışla ele alınmasını önermekte; soyut normların yanında duygusal ve sosyal öğrenmenin önemini öne çıkarmaktadır. Kitabın güçlü yönleri arasında, kuramın entelektüel kökenlerini ayrıntılı biçimde ortaya koyması, bilişsel ve felsefî temelleri feminist ve kültürel eleştirilerle ilişkilendirmesi ve disiplinler arası bir tartışma zemini sunması önemli bir katkı olarak öne çıkmaktadır. Zayıf yönleri arasında ise kurama yöneltilen eleştirilerin pratikte nasıl bir alternatif model ortaya koyabileceğine dair açık önerilerin sınırlı olması, duygusal ve toplumsal boyutların teoriye bütüncül biçimde entegre edilmesine ilişkin ayrıntılı modellerin sunulmaması ve yeniden yapılandırmaya yönelik yol haritalarının eksikliği bulunmaktadır. Genel olarak kitap, teorinin yalnızca bilişsel gelişimle sınırlı olmadığını; kültür, cinsiyet, duygu, toplumsal normlar ve bağlamsal faktörlerin kurama dâhil edilmesinin zorunlu olduğunu ortaya koymaktadır. Evrensel etik ilkeler düzeyine ulaşmadaki güçlükler, kolektivist toplumlarda normların sınırlılığı, feminist yaklaşımların bakım odaklı önerileri ve eğitim uygulamalarındaki bağlamsal sorunlar, kuramın revize edilebilirliğini gündeme getirmektedir. Bu çok boyutlu değerlendirme, özellikle eğitim, psikoloji, felsefe, sosyoloji ve gelişim psikolojisi gibi alanlarda çalışan araştırmacılara kuramı kendi bağlamlarında yeniden yorumlama olanağı sunmakta ve hem yerel hem de küresel ölçekte ahlâkî gelişim tartışmalarına önemli bir katkı sağlamaktadır.}, number={5}, publisher={Ordu Üniversitesi}, organization={Bu araştırmayı desteklemek için dış fon kullanılmamıştır.}