@article{article_1686221, title={AKUT MİYOKART ENFARKTÜSÜ GEÇİRMİŞ BİREYLERDE KAÇIRILMIŞ FIRSATLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ}, journal={Türkiye Biyoetik Dergisi}, volume={12}, pages={107–118}, year={2025}, author={Demiröz, Önder and Sancaktar Demiröz, Miray and Sevil, Oytun and Üstün, Sakine Beyza and Uyğul, Kürşat and Kılıç, Rümeysa and Çakır, Zeynep Tuye and Hıdıroğlu, Seyhan}, keywords={Miyokart enfarktüsü, Kalp krizi, Risk faktörleri, Kaçırılmış fırsatlar, Birincil koruma}, abstract={Amaç: Bu çalışmanın amacı, İstanbul’da bir üçüncü basamak eğitim ve araştırma hastanesine başvuran ve son iki yıl içerisinde akut miyokart enfarktüsü (MI) geçirmiş bireylerde, primer ve sekonder korunma düzeyinde kaçırılmış fırsatları belirlemek ve risk farkındalığı ile sağlık hizmetlerine başvuru davranışlarını değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Bu kesitsel araştırmada, Ocak 2023-Nisan 2023 tarihleri arasında bir kamu hastanesinin kardiyoloji polikliniğine başvuran ve son iki yıl içinde MI tanısı almış 74 birey ile yüz yüze görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Geliştirilen yarı yapılandırılmış anket formu ile sosyodemografik özellikler, kardiyovasküler risk faktörleri, sağlık hizmetlerine erişim ve risk farkındalığına ilişkin veriler toplanmıştır. İstatistiksel analizlerde Mann-Whitney U testi ve Pearson Ki-kare testi kullanılmış, anlamlılık düzeyi p <0,05 olarak kabul edilmiştir. Bulgular: Katılımcıların %83,8’i erkek olup, median yaş 60,5 yıldır. Sigara kullanımı %60,8, hipertansiyon %62,2, diyabet %43,2 ve hiperlipidemi %67,6 oranında saptanmıştır. İlk MI yaşının medianı 53 yıl olarak bulunmuştur. Risk faktörlerine sahip bireylerin yalnızca %40’ı kalp krizi riski hakkında bilgilendirilmiştir. Katılımcıların %23’ü şikayet olmadan hekime başvurduğunu bildirmiştir. Eğitim düzeyi, cinsiyet, sosyal güvence ve ailede kalp hastalığı öyküsü gibi değişkenlerle doktora başvurma davranışı arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Sonuç: Çalışmamız, MI geçiren bireylerde değiştirilebilir risk faktörlerinin yaygın olduğunu, ancak risk farkındalığının ve koruyucu sağlık davranışlarının yetersiz kaldığını ortaya koymuştur. Bulgular, birinci basamakta koruyucu hizmetlerin güçlendirilmesi, risk gruplarına yönelik sağlık okuryazarlığı programlarının geliştirilmesi ve toplum temelli müdahalelerin artırılması gerektiğini göstermektedir. Ayrıca sosyal tıp perspektifiyle, sağlık hizmetlerine erişimdeki eşitsizliklerin giderilmesi ve bütüncül sağlık politikalarının benimsenmesi önem taşımaktadır.}, number={2}, publisher={Türkiye Biyoetik Derneği}