@article{article_1693582, title={Turgut Cansever’in mimarlık söyleminde bir dönüşüm: 1977 eşiği ve entelektüel sonuçları}, journal={İDEALKENT}, pages={154–184}, year={2025}, DOI={10.31198/idealkent.1693582}, author={Güneş, Nurcan}, keywords={turgut cansever, mimarlık, tradisyonalizm, islam mimarisi}, abstract={Bu çalışma, Turgut Cansever’in mimarlık söyleminde zamanla belirginleşen dönüşümün hangi dinamikler doğrultusunda şekillendiğini, bu dönüşümün ne zaman ve nasıl başladığını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Özellikle 1977 öncesi ve sonrası metinler arasında gözlemlenen söylemsel değişim, çalışmanın odak noktasını oluşturur. Ancak bu metinler, doğrudan karşılaştırmaya dayalı değil; dönüşüm sürecinin izini sürmeye olanak sağlayacak şekilde değerlendirilir. Cansever’in 1977 öncesi metinleri ağırlıklı olarak şehircilik, planlama ve koruma gibi daha teknik ve mesleki içeriklere sahiptir. Bu dönemde kaleme aldığı yazılarda İslami referanslara rastlanmaz ya da bu referanslar çok sınırlıdır. Buna karşın 1977 sonrasında üretilen metinlerde, estetik, ahlak ve metafizik meselelerin belirgin biçimde öne çıktığı ve söylemin daha bütünlüklü bir dünya görüşüne oturmaya başladığı görülür. Bu değişim yalnızca tematik bir farklılık değil, Cansever’in mimarlığı ve sanat anlayışını temellendirme biçiminde de kendisini gösterir. “Mimarlıkta Tezyinilik” başlıklı 1977 tarihli metin, bu dönüşümün görünür hale geldiği ilk örneklerden biri olarak değerlendirilir. Bu metinde, Cansever tezyin kavramını yalnızca estetik bir süsleme biçimi olarak değil, insanın varlıkla ilişkisini düzenleyen ahlaki bir sorumluluk alanı olarak ele alır. Diez, Coellen ve Coomaraswamy gibi isimlerden yaptığı alıntılarla düşünsel yönelimini besleyerek, sanat ve mimarlığın metafizik temellerini yeniden kurmaya girişir. Bu araştırma, Cansever’in söylemindeki bahsi geçen dönüşümün tekil bir kırılma anı değil, zamana yayılan bir yön değiştirme süreci olduğunu savunur. Söylemin giderek daha fazla gelenekselci, metafizik ve İslami referanslarla şekillenmeye başlaması, bu sürecin katmanlı ve çok kaynaklı bir zeminde geliştiğini ortaya koyar. Bu bağlamda, 1977 öncesi ve sonrası ayrımı yalnızca bir eşik olarak değil, dönüşümün ritmini anlamak için bir araç olarak değerlendirilmiştir.}, number={48}, publisher={İdeal Kent Yayınları}