@article{article_1695658, title={Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun Hazırlanmasının Gerekçeleri}, journal={ULUM}, volume={8}, pages={1–36}, year={2025}, DOI={10.54659/ulum.1695658}, author={Zengin, Zeki Salih}, keywords={Din Eğitimi, Maarif Vekâleti, Medrese, Mektep, Tevhid-i Tedrisat Kanunu}, abstract={Cumhuriyetin ilanının hemen ardından eğitimde amaç ve yönetim birliğini sağlamak üzere hazırlanan Tevhid-i Tedrisat Kanunu önem ve değerini günümüzde de korumaktadır. Türkiye’deki bütün eğitim kurumlarının yönetiminin Maarif Vekaleti’ne bırakılmasını öngören Kanunun hazırlanmasına götüren süreci iç ve dış gerekçelere bağlı olarak açıklamak gerekir. Kanunun temel amacı olan eğitimin denetimi ve amaç birliğinin sağlanması ihtiyacı, 18. Yüzyıldan itibaren Batı’da gelişen ve bütün dünyayı etkileyen yönetim ve toplum anlayışının sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Toplumsal kalkınma ve gelişmenin, nitelikli bilginin üretimi ve paylaşılması ile ilişkili olduğu anlayışı, örgün eğitimin planlı ve düzenli hale getirilmesini zaruri hale getirmiştir. Bu nedenle eğitim yönetimi vakıflar gibi özel kurumların değil devletin sorumluluk alanı olarak kabul edilmiştir. Bu anlayış Osmanlı Devleti tarafından da benimsenerek Tanzimat döneminde başlatılan yönetim teşkilatındaki değişim doğal olarak eğitim alanını da kapsamış, geleneksel eğitim kurumları medreseler yanında yönetim, denetim ve sorumluluğu Maarif Nezareti tarafından gerçekleştirilen mektep modeline dayalı yeni bir sistem kurulmuştur. Bunlara yeterli denetimin sağlanamadığı yabancı ve azınlık mektepleri ile Evkaf Nezareti’ne bağlı mektepler de eklenince Osmanlı eğitim sistemi çok başlı bir hale bürünmüştür. Eğitim yönetiminde ortaya çıkan bu çok başlılık amaçlara da yansımış, toplumsal ayrışma ve devletin çökmesinde etkili olmuştur. Kurtuluş Savaşı yıllarında Meclis görüşmelerine de yansıyan eğitimdeki çok başlılığın giderilmesi, Cumhuriyet’in kurulmasından hemen sonra gerçekleştirilmiştir. Kanun, aniden alınan bir kararın değil yönetim, toplum ve eğitim anlayışındaki değişimin yanısıra Tanzimat sonrasında yaşanan tecrübenin bir sonucudur. Eğitimde yönetim ve amaç birliğinin sağlanmasını amaçlayan Kanun ile mesleki din eğitimi de düzenlenmiştir. Bu nedenle medreselerin kapanması, mesleki din eğitimi açısından olumsuzluk taşımaz. Çalışmada, Kanun’un hazırlanmasının nedenleri TBMM Zabıt Tutanakları, arşiv belgeleri, yasal düzenlemeler, süreli yayınlar ve konuyla ilgili diğer kaynaklara dayalı olarak tarihî-betimsel yöntemle ele alınarak değerlendirilmiştir.}, number={1}, publisher={Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi}