@article{article_1698416, title={LAİK ÜLKELERDE İNANÇ MİSYONLU KURUMLARIN KAMU KURUMU VE STK OLARAK ÖRGÜTLENMELERİ SORUNSALI VE TÜRKİYE’YE ÖZGÜ BİR MODEL ÖNERİSİ}, journal={Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi}, pages={1–36}, year={2025}, author={Doğan, Haydar Baki and Akdemir, Ali}, keywords={STK, Örgütlenme, İnanç, Alevi, Diyanet, Temsiliyet, İnanç STK’ları}, abstract={Laiklik ilkesinin benimsendiği toplumlarda dahi devlet-din ilişkileri ve inanç temelli örgütlerin (İTÖ) kurumsal yapıları önemli farklılıklar ve gerilimler gösterebilmektedir. Bu çalışma, Türkiye’deki kendine özgü laiklik pratiği çerçevesinde ortaya çıkan temel bir örgütsel sorunsalı yönetim ve organizasyon perspektifinden incelemektedir: Bir yanda devlet kontrolünde ve finansmanında olan, Sünni İslam’ı temsil eden Diyanet İşleri Başkanlığı’nın (DİB) merkezi konumu, diğer yanda ise başta Aleviler olmak üzere diğer inanç gruplarının büyük ölçüde sivil toplum kuruluşu (STK) statüsünde, tanınma ve kaynak sorunlarıyla mücadele eden örgütlenme biçimleri. Araştırmanın temel amacı, bu kurumsal asimetrinin kökenlerini, mevcut işleyişini ve yarattığı sorunları farklı sosyolojik kesimlerin (Alevi İnanç Önderleri, Alevi Kurum Yöneticileri, Akademisyenler, Entelektüeller, Siyasetçiler) bakış açılarından analiz etmek, uluslararası modellerle karşılaştırmak ve Türkiye bağlamında daha adil ve çoğulcu bir örgütlenme modeli için öneriler geliştirmektir. Çalışmada, sıralı açıklayıcı karma yöntem deseni benimsenmiştir; ilk aşamada 40 katılımcıyla (5 gruptan 8’er kişi) derinlemesine mülakatlar yapılmış, ikinci aşamada ise nitel bulgulardan geliştirilen 14 boyutlu (247 madde) bir ölçek aynı 40 katılımcıya uygulanarak gruplar arası görüş farklılıkları ANOVA ile test edilmiştir. Bulgular, DİB’in mevcut yapısının laiklik ve eşitlik ilkeleriyle çeliştiği algısının yaygın olduğunu, Alevi STK’larının ise ciddi meşruiyet, kaynak ve kurumsallaşma sorunları yaşadığını ortaya koymaktadır. ANOVA sonuçları, özellikle tarihsel sorunların algılanışı, ideal örgütlenme ilkeleri, DİB’in taraflılığı, Aleviliğin temsiliyeti ve Cem Üniversitesi gibi konularda gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı görüş farklılıkları olduğunu göstermiştir; bilhassa Akademisyenler grubunun diğer gruplardan ayrışan perspektifleri dikkat çekicidir. Çalışma, mevcut modellerin eleştirisi ışığında, Alevi İnanç Önderlerini merkeze alan, özerk ve çoğulcu bir temsil mekanizması (Alevi İslam Temsilciler Meclisi - AİTM) modeli önermektedir. Bulgular, Türkiye’de din-devlet ilişkileri, İTÖ yönetişimi, kurumsal çevre ve azınlık hakları konularındaki literatüre katkı sunmakta ve politika yapıcılara daha eşitlikçi bir dini yönetişim modeli oluşturma yönünde önemli çıkarımlar sağlamaktadır.}, number={115}, publisher={Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi}