@article{article_1698848, title={AHMED YESEVİ KÜLTÜRÜNÜN TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖZ VARLIĞINA KATKILARI}, journal={Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi}, pages={483–496}, year={2025}, DOI={10.60163/tkhcbva.1698848}, author={Koç, Ali}, keywords={Ahmed Yesevî, Türkiye Türkçesi, söz varlığı, tasavvuf kültürü, dil-kültür etkileşimi, Divan-ı Hikmet, anlam analizi.}, abstract={Hoca Ahmed Yesevî’nin 12. yüzyılda Orta Asya’da Türkçeyi tasavvufun dili haline getirme çabaları, Anadolu’ya göç eden dervişler aracılığıyla bu topraklarda da kök salmıştır. Yesevî (1093-1166), Türk tasavvuf geleneğinin kurucu isimlerinden biri olarak, Divan-ı Hikmet adlı eseriyle Türkçenin dinî ve kültürel söz varlığına önemli katkılarda bulunmuştur. Ahmed Yesevî kültürünün Türkiye Türkçesi söz varlığına etkilerini disiplinlerarası bir perspektifle analiz ederek, dilin tarihsel ve kültürel dönüşümüne odaklanmak bu araştırmanın çerçevesini oluşturmaktadır. Araştırmanın temel amacı, Yesevî’nin tasavvufi öğretilerinin Türkçenin dinî terminoloji, ahlaki kodlar ve morfolojik yapı üzerindeki kalıcı katkılarını sistematik bir şekilde ortaya koymaktır. Çalışma, Yesevî’nin Divân-ı Hikmet eserindeki dil stratejilerini, Anadolu’daki sözlü kültür pratiklerini ve modern Türkçenin semantik derinliğini karşılaştırmalı yöntemlerle incelemektedir. Yesevî’nin İslami kavramları Türkçeleştirme çabasının dilin epistemolojik sınırlarını genişlettiğini göstermektedir. "Gönül", "hakikat" ve "eren" gibi terimlerin Türkçe köklerle yeniden üretilmesi, hem dinî bir dil inşasına hem de toplumsal hafızanın şekillenmesine katkı sağlamıştır. Ayrıca, "-lık/-lik" ve "-daş/-deş" ekleriyle türetilen kelimeler (aşklık, gönüldaş), soyut tasavvufi kavramların somutlaştırılmasında kritik bir işlev üstlenmiştir. Atasözleri ve deyimler ("Eline, beline, diline sahip ol") üzerinden yapılan analizler, Yesevî etiğinin gündelik dile nasıl içkinleştiğini ortaya koyarken; sözlü kültürdeki "Horasan erenleri" anlatıları ve coğrafi adlandırmalar (Dervişler Köyü), bu mirasın mekânsal ve kolektif boyutunu vurgulamaktadır. Yesevî kültürünün Türkçeyi bir iletişim aracı ve kültürel kimliğin bir taşıyıcısı haline getirdiği sonucuna ulaşılmaktadır. Bu bulgular, dil-kültür etkileşiminin tarihsel sürekliliğini anlamak için metodolojik bir çerçeve sunarken, gelecek araştırmalarda semantik evrim ve dijital çağdaki dönüşümlerin incelenmesi gerekliliğine işaret etmektedir. Ahmed Yesevî’nin hem dinî bir lider hem Türkiye Türkçesini biçimlendiren linguistik bir rol taşıyıcısı olduğu vurgulanmaktadır. Araştırma, Türk dili tarihi ve kültürel kimlik çalışmalarına yöntemsel bir çerçeve önerisiyle katkıda bulunmayı da amaçlamaktadır.}, number={115}, publisher={Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi}