@article{article_1706538, title={İbn Hazm Estetiği: Kant’ın Yargı Gücünün Eleştirisi’ndeki Soruşturma Çerçevesi İçinde Bir Yorum}, journal={BABUR Research}, volume={4}, pages={51–60}, year={2025}, author={Türker, Habip}, keywords={Ibn Hazm, Islamic aesthetics, beautiful, al-Ghazālī, aesthetic judgment, Kant.}, abstract={Bu makalede İbn Hazm estetiğini güzelin neliği, estetik haz, estetik yargı vs. gibi disiplinin merkezi sorunları çerçevesi içinde ele almaktayız. Bunu Kant’ın Yargıgücünün Eleştirisi adlı eserinde icra ettiği soruşturma çerçevesi içinde, onun görüşleriyle karşılaştırarak yaptık. İbn Hazm’ın estetik görüşünün zahiri mezhep anlayışının tesiriyle modernlere çok benzer bir teorik çerçeve sunduğunu gördük. İbn Hazm bizim kavrama kapasitemizi aşacağı için doğaüstünün estetiği olamayacağını düşünür. İbn Hazm’ın estetiğinin odak noktası duyularımız ve insan nefsi, yani öznelliğimizdir. Güzellik salt bir (ilahi) ışıma yaşantısı olması cihetiyle ve bu öznel yaşantının fevkinde aşkın bir şey olması cihetiyle de tanımlanamazdır. Güzelliği ifade edecek bir adın olmaması, onun nefislerde salt duyumlanan bir şey olması cihetiyle İbn Hazm’ın onu Kant gibi kavramsız olarak hoşa giden bir şey olarak gördüğünü düşündürtmektedir. Güzelliğin tanımlanamaz oluşu onun öznelliğimizde hissedilen bir şey olmasının yanında ve hatta bundan da öte onun ilahi bir şey olması, yani Allahın cemal isminin tecellisi olması nedeniyledir; güzellik ilahi ışımanın yaşantısıdır. Bu yaşantı her iki cihetten de tanımlamazdır. Ayrıca İbn Hazm aynı sebepten ötürü beğeni yargımızın irademizin üzerinde bir şey olduğuna, yani güzelin zorunlulukla hoşa giden bir şey olduğunu işaret eder. Sonuçta İbn Hazm’a göre, güzelin nitelik açıdan estetik, kavramsız ve metafizik-öznel çıkarsız olarak hoşa giden; nicelik açıdan metafizik-öznel genel-geçerlilikte hoşa giden, ilgi yönünden fıtri çıkarsız olarak hoşa giden, kiplik yönünden metafizik-öznel zorunlulukla hoşa giden bir şey olduğunu savunduk. Ancak bu benzerlik daha ziyade sonuç seviyesinde mevcuttur, teorik temelde değil. Kant’ın transandantal felsefesi, özellikle apriori anlayışı bu benzerliği sınırlamakta, bu yüzden aralarında tam bir paralelizm kurmak epistemolojik ve metafizik açıdan imkansızdır.}, number={1}, publisher={Başakşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü}