@article{article_1707334, title={Çağdaş Siyasi Problemlerin Kur’an Yorumuna Yansıması: Muhammed İzzet Derveze’nin Tefsirinde Filistin Meselesi}, journal={Rize İlahiyat Dergisi}, pages={151–164}, year={2025}, DOI={10.32950/rid.1707334}, author={Çelik, Ersin}, keywords={Tefsir, Derveze, et-Tefsîru’l-hadîs, Filistin Meselesi, Siyasi Yorum}, abstract={1948 yılında İsrail Devleti’nin kurulması, Müslümanların Filistin meselesine daha çok eğilmelerine ve bu konuda çeşitli yayınlar yapmasına sebep olmuştur. Filistin meselesi hakkında çeşitli eserler telif eden isimlerin başında, çağdaş müfessirlerden Muhammed İzzet Derveze (1888-1984) gelmektedir. Nablus doğumlu olan Derveze’nin mücadelesi, 1917 yılında hayata geçirilen ve 1948 yılında Filistin’de bir Yahudi devletinin kurulmasıyla sonuçlanan Balfour Deklarasyonu sürecinde aktif bir şekilde devam etmiştir. Derveze, 1933 yılında Yafa’daki protesto gösterileri sırasında başından yaralanmış, 1936’da İngiliz yönetimine karşı başlatılan isyana katıldığı gerekçesiyle Filistin’de yaşamasına izin verilmemiştir. Ardından gittiği Suriye’de de Filistin direniş hareketinin idarî ve malî sorumlusu olarak çalışan Derveze’nin sahadaki mücadelesi hapse girmesiyle sona ermiştir. Bundan sonraki süreçte Derveze’nin Filistin mücadelesi daha çok ilmî zeminde yoğunlaşmıştır. Nitekim Derveze el-Kurʾân ve’l-Yehûd, Târîhu Benî İsrâ’îl min esfârihim, Me’sâtü Filistîn, Cihâdü’l-Filistîniyyîn ve Kazıyyetü Filistîn ve’l-vahdetü’l-‘Arabiyye gibi eserlerini bu süreçte kaleme almıştır. Dolayısıyla İzzet Derveze’nin gözünden Filistin meselesine bakmak, söz konusu trajedinin başlangıcından kökleşmesine kadar geçen bütün evreleri bizzat yaşamış ve hissetmiş bir Filistinlinin gözünden meseleye bakmak demektir. Derveze’nin yaşadığı güncel siyasal sorunlar, hiç şüphesiz onun zihninde önemli bir iz bırakmıştır. Bu durum, Yahudilerle ilgili tarihi olaylardan ve bazı Yahudi gruplarının dinî ve ahlâkî zaaflarından bahseden âyetlerin tefsirinde açıkça görülmektedir. Derveze, Yahudilerin dini ve ahlâkî zafiyetlerinden bahseden âyetlerde günümüz Yahudileriyle tarihteki Yahudileri özdeşleştirmekte ve onların daima atalarının kötü mirasını devraldıklarını belirtmektedir. Bazen de konu doğrudan Yahudilerle ilgili değilken dahi konuyu bir şekilde bu meseleye getirmektedir. O, Filistinlilerin değil aksine İsrailoğullarının bölgeye daha sonra geldiklerini vurgulamakta, vaat edilmiş topraklar meselesinin ilahi bir husus olmayıp tamamen tarihsel süreçte şekillendiğini Kur’an âyetleri ve Tevrat’tan alıntılarla açıklamaktadır. Derveze tefsirinde, İsrail’in dinî argümanları araçsallaştırarak siyasî amaçlarını perdeleme girişimlerine karşı bir duruş sergilemeketedir. O, özellikle Yahudiler ve Filistin meselesi hakkındaki güncel değerlendirmelerini ilk önce tefsirinde yapmış, yeri geldikçe Filistin meselesini Kur’an âyetleriyle ilişkilendirmiştir. Dolayısıyla Derveze’nin et-Tefsîrü’l-hadîs isimli tefsiri, konuyla ilgili müstakil eserlerinin de ilk nüvesini oluşturmaktadır. Bundan dolayı çalışmada, Derveze’nin konuyla ilgili müstakil eserlerinden faydalanılsa da incelemenin merkezinde tefsiri ve Yahudilerle ilgili âyetlerin yorumu yer almaktadır. Sonuç olarak, Derveze’nin İsrail’in Filistin’e yönelik saldırgan tutumuna tanıklığı, Yahudilerle ilgili âyetlerin yorumunda ona bir bilinç kazandırmış ancak aynı zamanda murâd-ı ilâhîyi kavramadaki tutumunu da belli ölçüde şekillendirmiştir.}, number={29}, publisher={Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi}