@article{article_1709111, title={ANAYASALARIN SESSİZ HÜKÜMLERİ: ABD, ALMANYA VE TÜRKİYE ÖRNEKLERİYLE KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ}, journal={Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi}, volume={6}, pages={43–68}, year={2025}, DOI={10.51562/nkuhukuk.2025613}, author={İbrahim, Abdülazim}, keywords={Anayasal Yorum, Normatif Boşluk, Sessiz Hükümler, Yargısal Aktivizm, Anayasa Mahkemesi}, abstract={Modern anayasal düzenlerde yalnızca açık hükümler değil, aynı zamanda belirsizlikler ve sessizlikler de yer almaktadır. Anayasaların tüm olasılıkları önceden düzenlemesi mümkün olmadığından, anayasa yargısı zaman zaman metnin açıkça düzenlemediği konularda yorum yoluyla karar vermek zorunda kalmaktadır. Bu durum, yargının anayasal düzeni yalnızca uygulama görevinde mi olduğu yoksa anayasal normları yeniden mi inşa ettiği sorusunu gündeme getirmektedir. Yorum faaliyetinin genişlemesi, yargısal aktivizm tartışmalarını artırmakta; demokratik meşruiyet, hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı ilkeleriyle ilişkili sorunları derinleştirmektedir. Bu çalışma, anayasal sessizliklerin yargı organları tarafından hangi yöntemlerle ve hangi ilkeler doğrultusunda doldurulduğunu kuramsal ve karşılaştırmalı bir bakış açısıyla ele almaktadır. ABD, Almanya ve Türkiye örnekleri üzerinden yapılan analizde, ABD Yüksek Mahkemesi anayasa metninde açıkça yer almayan hakları “örtük haklar” ve “emanet edilen ilkeler” çerçevesinde yorumlamış; Griswold v. Connecticut ve Roe v. Wade kararları bu yaklaşımı örneklemiştir. Almanya Federal Anayasa Mahkemesi, “insan onuru” ve “hukuk devleti” ilkelerini esas alarak soyut anayasal değerleri somut normlara dönüştürmüştür. Türkiye’de ise Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru mekanizmasının sağladığı yetkilerle bazı anayasal boşlukları doldurmaya başlamış, bu da zaman zaman yasama ve yargı arasındaki sınırların muğlaklaşmasına yol açmıştır. Çalışmada, bu yorumların demokratik meşruiyet ile uyumu ve anayasal düzen üzerindeki etkileri değerlendirilmektedir.}, number={1}, publisher={Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi}