@article{article_1714082, title={Hüseyin Kâzım Kadri’nin Nûrü’l Beyân’ı Hakkındaki Olumsuz Eleştirilerin Eserin Kaynakları Çerçevesinde Değerlendirilmesi}, journal={Tefsir Araştırmaları Dergisi}, volume={9}, pages={523–552}, year={2025}, DOI={10.31121/tader.1714082}, author={Boşnak, Nagihan Ayşe}, keywords={Tefsir, Hüseyin Kâzım Kadri, Cumhuriyet Dönemi, Tercüme, Meâl, Nûrü’l-Beyân}, abstract={Nûrü’l-Beyân, Cumhuriyet Dönemi’nde yayımlanan ilk meâl-tefsir eserlerinden biridir. Bu eser, yazılarını, Şeyh Muhsin-i Fânî müstear ismiyle yazan, Osmanlı’nın son dönemlerinde valilik ve nâzırlık gibi devlet işlerinde görev almış Hüseyin Kâzım Kadri tarafından telif edilmiştir. Nûrü’l-Beyân, yayımlandığı günden itibaren dönemin yeni ve nüfuz sahibi kurumlarından olan Diyanet İşleri Başkanlığı ve Sebîlürreşâd Dergisi’nin İslâmcı yazarları tarafından ağır eleştirilere ve itibarsızlaştırma eylemlerine maruz kalmıştır. Öyle ki bu eleştiriler bugün de varlığını muhafaza etmiş, güncel başvuru kaynaklarından biri olan Türkiye Diyanet İşleri Ansiklopedisi’nde de kendisine ayrılan bölüm “Alelacele hazırlanıp yayımlandığından fahiş hataları sebebiyle hem Diyanet İşleri Reisliği hem de Sebîlürreşâd mecmuası tarafından tenkit edilmiş ve güvenilir olmadığı belirtilmiştir.” şeklinde tamamlanmış, bunun dışında farklı bir değerlendirmeye kapı aralanmamıştır. Böylece eser tikel hatalar ve yanlışlar üzerinden bütüncül bir itibar kaybına uğratılmış olmaktadır. İfade edilen kapsamda çalışmanın amacı, esasında klasik tefsir eserlerinden derleme/seçme yoluyla oluşturulan Nûr’ül Beyân meâl-tefsirinin karşı karşıya kaldığı bu iddiaların, eserin kaynakları dikkate alınarak yeniden değerlendirilmesidir. Bu çerçevede makalenin giriş kısmında Nûrü’l-Beyân genel özellikleriyle tanıtılmış, yayımlandığı döneme kısaca temas edilmiştir. Birinci bölümde Nûrü’l-Beyân çerçevesinde oluşan belli başlı tartışmalara yer verilmiş, bu kısımda özellikle tefsir-tercüme ayrımının sebep olduğu anlaşmazlıklara değinilmiştir. İkinci bölümde ise Nûrü’l-Beyân’ın klasik tefsir geleneğine sadakatini ortaya koyması bakımından, temel aldığı kaynaklara ve bu kaynaklardan faydalanma yöntemine dair bir inceleme yapılmıştır. Çalışmada doküman analizi yöntemi kullanılmıştır. Sonuç olarak Nûrü’l-Beyân’ın kendi döneminde maruz kaldığı olumsuz eleştirilerin ve resmi organlar tarafından itibarsızlaştırılmasının bütünüyle eserin kendisinden kaynaklanmadığını söylemek mümkündür. Zira bu eser temelsiz ve yöntemsiz bir şekilde telif edilmemiş bilakis bilinçli bir şekilde klasik tefsir mirası temel alınarak ortaya konmuştur. Bununla birlikte eleştiri oklarına hedef olan bu eserde, klasik kaynaklar dışında kalan yorumların tercih edilmediği göz ardı edilmiş, müelliflerin bu kaynaklardan tercihle ortaya koydukları anlamlar müelliflerin kendilerine atfedilerek eleştirilmiştir. Bu durum, eleştirilerin bir kısmının, müelliflerin siyasi ve ilmi duruşları ve eleştiri sahiplerine hâkim olan belli önyargılar ile izah edilebilir olduğunu düşündürmektedir. İsabetli ve yapıcı eleştiriler dışında kalan, itibar kırıcı ve yıkıcı eleştirilerin günümüzde, olduğu gibi alınıp tekrar edilmesi yerine bu iddiaların yeniden değerlendirilmesi ve sabit bilgilerin güncellenmesi gerekmektedir. Bu açıdan yapmış olduğumuz çalışmanın bu eserin tefsir tarihindeki yeri çerçevesinde yeni bir pencere açacağı düşünülmektedir.}, number={2}, publisher={Ali KARATAŞ}