@article{article_1717059, title={İÇTİHATLAR IŞIĞINDA CEZA MUHAKEMESİNDE YASAK DELİL KAVRAMI VE KAPSAMI}, journal={Gaziantep Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi}, pages={53–68}, year={2025}, author={Özdemir, Sema Nur}, keywords={Anayasa Mahkemesi, Ceza Yargılaması, Mutlak Ret Yaklaşımı, Yargıtay, Yasak Deliller}, abstract={Deliller, ceza muhakemesinde yargılamanın konusunu oluşturan olayın mahkeme huzurunda yeniden canlandırmasını sağlayan ispat araçlarıdır. Yasak deliller ise, ele geçirilmesi ya da ikamesi esnasında en az bir hukuk normunun eksik veya yanlış uygulanması ya da hiçbir şekilde uygulanmaması sonucunda elde edilen delillerdir. Yasak deliller; aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, ifade veya sorguda yasak usullerin kullanılması ya da delil araçlarının hukuka uygun olarak yerine getirilmemesi suretiyle meydana gelmektedir. Devletler yasak delillerin yargılamada kullanılması hususunda çeşitli yaklaşımlar benimsemişlerdir. Bunlar; mutlak kabul yaklaşımı, nispi değerlendirme yaklaşımı ve mutlak ret yaklaşımıdır. Türk ceza yargılaması, mutlak ret yaklaşımını benimsemektedir. Mutlak ret yaklaşımı kapsamında, yasak deliller ve yasak delillerden türemiş olan deliller yargılamada hiçbir şekilde kullanılmamakta ve hükme esas alınmamaktadır. Yasak delilin hukuka aykırılığı dosyaya girdikten sonra tespit edilirse yasak deliller dosyada kalmaya devam etmektedir. Ancak yasak deliller dosyada, ayrıca ve açıkça, gösterilmesi gerekmektedir. Yargıtay, yasak delillerin değerlendirilmesinde ağırlıklı olarak mutlak ret yaklaşımını benimsemekle beraber, bazı kararlarında şekli hatalardan kaynaklanan yasak delillere karşı nispi değerlendirme yaklaşımını benimsediği gözlemlenmektedir. Anayasa mahkemesi, delillerin hukuka uygunluğunun denetiminin derece mahkemelerine ait olduğunu kabul etmektedir ancak açıkça hukuka uygun olmayan delilin yargılamada tek ve belirleyici olarak kullanılmasını, hakkaniyete uygun yargılanma hakkı bakımından sorun oluşturabileceği kanaatindedir. İHAM ise yargılama esnasında delillerin hukuka uygunluğuna bakmaksızın yerel mahkemelerde yargılamanın bütününün adil bir yargılama olup olmadığını incelemektedir. Bunun yanı sıra hem Anayasa Mahkemesi hem de İHAM, işkence yasağının ihlaliyle gerçekleşen yasak delillerin yargılamada kullanılmasını doğrudan adil yargılamanın ihlali olarak değerlendirmektedir.}, number={1}, publisher={Gaziantep Üniversitesi}