@article{article_1718144, title={Mısır’da Fâtımî-İsmâîlî Mirasının Tasfiyesi: Selâhaddîn Eyyûbî Döneminde Kültürel ve Sembolik Dönüşüm}, journal={Rize İlahiyat Dergisi}, pages={103–117}, year={2025}, DOI={10.32950/rid.1718144}, author={Yurtalan, Betül}, keywords={İslam Mezhepleri Tarihi, Fâtımîler, İsmâîlîlik, Sünnîlik, Selâhaddîn Eyyûbî}, abstract={Bu çalışmanın amacı, Selâhaddîn Eyyûbî döneminde Mısır’daki Fâtımî-İsmâîlî mirasın ortadan kaldırılma sürecini kültürel ve sembolik boyutlarıyla incelemektir. Bu bağlamda, tarihsel-sosyolojik bir analiz yöntemiyle sembollerin, ritüellerin ve kurumsal yapıların dönüşümü ele alınmaktadır. Şiî-İsmâîlî mezhebine mensup Fâtımîler 297/909 yılında Mağrib’de kurulmuş ve 4./10. yüzyılda hâkimiyetlerini Mısır, Suriye ve Hicaz’a kadar genişletmişlerdir. Mısır’a gelişlerinden (359–567/969–1171) itibaren istikrarlı bir sosyo-politik düzen kurmuş ve kendilerine özgü bir kültürel kimlik inşa etmişlerdir. Fâtımîler döneminde Mısır, el-Ezher Camii (359/969) ve Dârü’l-Hikme (395/1005) gibi kurumlar aracılığıyla önemli bir ilim merkezi hâline gelmiştir. Siyasî ve dinî sembollere Şiî-İsmâîlî anlamlar yükleyen Fâtımîler, bu semboller ve ritüeller aracılığıyla, çoğunluğu Sünnî olan bölgelerde dahi otoritelerini sürdürmeyi başarmışlardır. Fâtımîlere son vererek Mısır’da bir Sünnî rejim kuran Selâhaddîn, yalnızca siyasî bir yeniden yapılanma değil, aynı zamanda iki yüzyıllık Şiî-İsmâîlî hafızayı dönüştürmeyi hedefleyen kapsamlı bir dönüşüm süreci başlatmıştır. Bu çalışma, söz konusu süreçte dinî ve siyasî sembollerin dönüşümüne, Fâtımî ritüellerinin ortadan kaldırılmasına ya da yeniden yapılandırılmasına ve Fâtımî Mısır’ından Eyyûbî Mısır’ına geçişin mekânsal ve simgesel boyutlarına odaklanmaktadır. Fâtımî kimliğini silmeye yönelik çabaları, Selâhaddîn’i yalnızca siyasi bir lider değil, aynı zamanda kolektif hafızanın yeniden inşasında etkin bir figür hâline getirmiştir. Selâhaddîn Eyyûbî pek çok yönetim değişikliğinde olduğu gibi ilk olarak ezan, cuma hutbesi ve sikke gibi temel sembolleri hedef almıştır. Bu unsurlar, Fâtımîler döneminde Şiî-İsmâilî özellikler kazanmış olup, Selâhaddîn tarafından Sünnî geleneğe ve Abbâsî hilâfetine uygun şekilde yeniden düzenlenmiştir. Fâtımî mirasını silme yolunda atılan adımlardan bir diğeri, Fâtımî döneminde geliştirilen devlet ritüellerinin kaldırılmasıdır. Fâtımîler, yerel kutlamalara ek olarak, mezhebî sınırları aşan ortak bir ritüel dili oluşturan büyük merasimler düzenlemişlerdir. Selâhaddîn döneminde Gadîr-i Hum bayramı gibi doğrudan Şiî karakter taşıyan kutlamaların yanı sıra başta Hz. Peygamber’in doğum günü olmak üzere mevlid kutlamaları ve kandil geceleri gibi Müslümanların geneline hitap eden merasimlere de son verilmiştir. Bu durum, müdahalenin yalnızca mezhebî düşünceyle sınırlı kalmayıp Fâtımî kültürünü ve siyasi meşruiyetini de hedef aldığını göstermektedir. Selâhaddîn döneminde Fâtımî Mısır’ından Eyyûbî Mısır’ına geçiş yalnızca mimarî değişimlerle sınırlı değildir. Bu dönüşüm, dinî ve kurumsal yapıların, bunlara atfedilen simgesel anlamlarla birlikte köklü bir şekilde yeniden kurgulanmasını da kapsar niteliktedir. Farklı bölgelerde medreseler ve ilim kurumları kuran Selâhaddîn, eğitimi dinî ve toplumsal dönüşümün aracı olarak kullanmayı amaçlamıştır. Bu girişimler, bölgede Sünnîliğin tahkimi, özellikle Şâfiî-Eşʿarî düşüncenin teşviki, siyasî meşruiyetin güçlendirilmesi ve Sünnî ulemaya verilen destek aracılığıyla toplumsal bütünlüğün sağlanması gibi çok yönlü hedeflere dayanmaktadır. Bu kurumların kurulmasında işlevsel ve mezhebî boyutların yanı sıra, simgesel tercihler de belirleyici olmuştur. Fâtımîlerle tarihî ya da sembolik bağları olan binaların ve mekânların seçilmesi Fâtımî mirasının zayıflatılmasına hizmet ederken, yeni bir Sünnî kimliğin inşasını da pekiştirmiştir. Bu şekilde Selâhaddîn, Mısır’ın mekânsal kimliğini de yeniden inşa etmiştir. Sonuç olarak, onun Fâtımî mirasını ortadan kaldırmaya yönelik girişimlerinin sadece siyasî bir rejim değişikliği değil; dinî ve mezhebî kimliğin, kurumsal yapının ve kolektif hafızanın kapsamlı biçimde yeniden kurgulanması anlamına geldiğini söylemek mümkündür.}, number={29}, publisher={Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi}