@article{article_1725380, title={Doğal Birlikten Ahlaki Kuruma: Rousseau ve Hegel’de Aile Kavramı}, journal={Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi}, volume={27}, pages={160–176}, year={2025}, DOI={10.32709/akusosbil.1725380}, author={Kaya, Mustafa}, keywords={Rousseau, Hegel, aile, anne-baba, çocuk, eğitim}, abstract={Bu çalışmada ele alacağımız Jean-Jacques Rousseau ve Georg Wilhelm Friedrich Hegel, modern felsefe tarihinde aileye dair derinlikli ama birbirinden farklı yaklaşımlar geliştirmiş iki önemli düşünürdür. Her iki filozof da aileyi birey ile toplum arasındaki aracı bir kurum olarak görür. Ancak ailenin işlevi, doğası ve sınırları konusundaki yaklaşımları hem ontolojik hem normatif düzeyde ciddi farklılıklar taşır. Rousseau’nun siyaset felsefesi, birey ile toplum arasındaki ilişkiyi özgürlük, erdem ve eğitim eksenlerinde ele alır. Bu çerçevede Ekonomi Politik’te aile kavramı hem siyasal otoritenin doğasını anlamak hem de yurttaşın oluşum sürecini kavramak açısından kilit bir öneme sahiptir. Rousseau’nun aileye dair düşünceleri, Toplum Sözleşmesi ve Emile gibi sonraki eserlerinde daha sistemli biçimde işlenir ve aile, bireyin toplumsal yaşamla olan bağının kurucu unsuru olarak ön plana çıkar. Hegel ise Hukuk Felsefesinin Prensipleri adlı eserinde aileyi, “etik yaşam”ın (Sittlichkeit) üç temel aşamasından ilki olarak tanımlar. Aile, bireyin soyut öznel özgürlükten somut evrensel özgürlüğe geçiş yaptığı sürecin ilk adımıdır. Sevgi ile görev duygusunun birleşimi olarak kurulan ailede birey, kendini başkasıyla olan birliğinde gerçekleştirir. Bu yönüyle aile, özgürlüğün ilk somut biçimi ve devletin etik yapısının ön koşuludur. Bu çalışmanın amacı, Rousseau ve Hegel’in aile anlayışlarını karşılaştırmalı olarak inceleyerek, doğal birlikten etik bir kuruma dönüşen aile kavrayışının nasıl şekillendiğini ortaya koymaktır.}, number={Aile Özel Sayısı}, publisher={Afyon Kocatepe Üniversitesi}