@article{article_1728725, title={Sözleşmeyle Eksik Borç Yaratılıp Yaratılamayacağının Hukuki Açıdan Değerlendirilmesi}, journal={İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi}, volume={10}, pages={1203–1236}, year={2025}, DOI={10.58733/imhfd.1728725}, author={Çavdar, Pelin}, keywords={Eksik Borç, Mahkemeye Erişim Hakkı, Mülkiyet Hakkı, Anayasal Hükümlerin Yatay Etkisi, Kişilik Hakkı, Haktan Feragat.}, abstract={Eksik borçlar borçlu tarafından dava ve takip konusu yapılamayan borçlardır. Borçlu dilerse eksik borcu ifa edebilir ancak böyle bir durumda geçerli bir ifa söz konusu olduğu için alacaklının sebepsiz zenginleşmesi söz konusu olmaz. Eksik borçlar çeşitli şekillerde tasnif edilmektedir. Sözleşmeyle eksik borç yaratılması da bu tasnifler içerisindedir. Çalışma konumuz bakımından katıldığımız görüş, tarafların sözleşmeyle kararlaştırarak eksik borç yaratamayacağıdır. Bu görüşe gerekçe olarak, sözleşme ve irade özerkliği ilkeleri mutlak ilkeler değildir. Dava ve takip hakları kamu düzenini ilgilendiren anayasal haklardır. Bu şekilde yapılan sözleşmeler emredici hukuk kuralı niteliğinde olan TMK m.23’te düzenlenen kişilik hakkının bir görünümü olan hak arama özgürlüğünün ve mülkiyet hakkının ihlali niteliğini taşımaktadır. Bunun dışında eksik borçlar, istisnai nitelikte olup, Kanunda belirtilenlerle sınırlı olarak düzenlenmektedir ve taraflarca sözleşme özgürlüğüne dayanarak genişletilmesi mümkün değildir. Ayrıca sözleşmeyle eksik borç yaratılıp yaratılamayacağına ilişkin değerlendirme yaparken anayasal hükümlerin yatay etkisini de gözden kaçırmamak gerekir. Zira mahkemeler, özel hukuk kişilerinin taraf olduğu uyuşmazlıklarda karar verirken, anayasal normlara uygunluk ilkesini gözeterek; ilgili hukuk kurallarını temel hak ve özgürlüklerin korunmasını ön plana alacak biçimde yorumlamalı ve çatışan haklar arasında makul bir denge kurmalıdır. Dolayısıyla tarafların sözleşme ile eksik borç yaratması anayasa hükümlerinin yatay etkisini dikkate alarak, Anayasa’da kişinin hak ve ödevleri arasında düzenlenen mahkemeye erişim hakkına, hak arama özgürlüğüne ve mülkiyet hakkına aykırılık teşkil etmesi sebebiyle özel hukuk hakimi tarafından böyle bir düzenlemenin TBK m.27 gereğince kesin hükümsüz olarak değerlendirilebilmesi mümkündür. Son olarak belirtmek gerekir ki, sözleşme konusu borca ilişkin olarak dava ya da icra takibi yoluna gidilemeyeceğine dair yapılan düzenlemeler, hukuki nitelikleri itibariyle doğmamış haktan feragat anlamına gelmektedir.}, number={2}, publisher={İstanbul Medeniyet Üniversitesi}