@article{article_1731761, title={Yeni Evrimsel Sosyoloji Perspektifinden Lévi-Strauss’a Bakmak: Doğa-Kültür İkiliği}, journal={İstanbul University Journal of Sociology}, volume={45}, pages={97–128}, year={2025}, DOI={10.26650/SJ.2025.45.1.0758}, author={Geçimli, Gözde}, keywords={Evrim, Yeni Evrimsel Sosyoloji, Determinizm, Sosyal Teori, Doğa-Kültür, Claude Lévi-Strauss}, abstract={Bu çalışma, 21. yüzyılda ön plana çıkan yeni evrimsel sosyolojinin, biyoloji ve sosyolojiyi sentezleyen multidisipliner yaklaşımından hareketle, Claude Lévi-Strauss’un ana akım antropolojiyi eleştiren ve mevcut kabulleri tersine çeviren metodolojisini ele almaktadır. Yeni evrimsel sosyolojinin doğa-insan arasındaki ilişkiyi geçmiş determinist tutumların aksine bir arada ve etkileşimli bir şekilde inceleme gayesinin, Lévi-Strauss’un doğa-kültür ikiliğindeki ayrışmaların yapaylığına dair vurgusuyla anlamlı bir şekilde örtüştüğü görülmektedir. Lévi-Strauss’un 20. yüzyılın ikinci yarısıyla birlikte Batılı gözle inşa edilmiş olan modern-ilkel ve doğa-kültür ikiliklerindeki katılığın gerçekliği ne kadar yansıttığına yönelik sorgulamaları, yeni evrimsel sosyolojinin söz konusu sentez anlayışına katkı sağlaya bilecek değerlendirmeler içerir. Bu nedenle çalışma iki metodolojinin ortaklıklarına odaklanarak, günümüzde sosyoloji yapma biçimleri üzerine yeni bir teorik tartışma ve perspektif imkânı oluşturma niyetindedir. Bu amaç, güncel metodolojiler içerisinde sosyolojinin geçmişten bugüne uzanan doğa-insan ve doğa-kültür tartışmaları kapsamındaki değişim süreçlerini, bugünden bakarak eleştirel bir şekilde analiz edebilmeye olanak sağlayacaktır. Bu olanak ise sosyolojinin güncel kuramsal tartışmalarında biyoloji, sosyoloji ve antropoloji üçgeni içerisinde multidisipliner bir yaklaşımın, insan ve toplumları yorumlayabilmekte sağlayacağı avantaj ve dezavantaj üzerine yeni tartışmalar geliştirebilmek için somut ve gerekli bir zemin oluşturacaktır. Üstelik bu zeminin gerekliliği, yalnızca bu alanda düşünmeyi kişisel bir tercih haline getirmiş sosyologları ilgilendiren metodolojik bir eğilim değildir. 21. yüzyılda, çağdaş bilim paradigması içerisinde, sosyolojinin mevcut toplumsal gerçeklikleri yakalama potansiyelini artırabilmesi için geliştirilmesi neredeyse zorunlu bir tartışma alanıdır.}, number={1}, publisher={İstanbul Üniversitesi}