@article{article_1742939, title={İştirak İradesi Olmaksızın Birden Çok Kimsenin Karıştığı Öldürme Suçlarında Ölüm Anının Tespitinin Önemi ve Suçun Nitelikli Bir Hali (TCK m. 82/1-e, ikinci kısım) Özelinde Değerlendirilmesi}, journal={Ankara Barosu Dergisi}, volume={83}, pages={575–600}, year={2025}, DOI={10.30915/abd.1742939}, author={Bilge, Selahattin Samet}, keywords={öldürme suçları, haksız tahrik, fiil üzerinde hata, ölüm anının tespiti, postmortem interval}, abstract={Yaşam hakkının hangi noktadan itibaren ceza hukukunun himayesi dahilinde olacağına dair farklı kabuller olsa dahi, yaşam hakkının himaye edilmediği bir çağdaş hukuk düzenine rastlanılması mümkün değildir. Öldürme suçları, farklı hipotezlerde, hayata karşı suçlar içinde himaye edilmektedir. Bu suçların maddi konusu, yaşayan insandır. Maddi konunun yokluğu halinde işlenemez suç hipotezi (reato impossibile) geçerli olur. Bu nedenle maddi konunun (oggetto materiale del reato) varlığının tespiti açısından “ölüm anının tespiti” en önemli noktadır. Ölüm anının tespiti konusundaki usul ve esaslar ise CMK m. 86/2’de hükme bağlanmıştır. Ölüm, eğer failin fiilini gerçekleştirmeden evvel meydana gelmiş ise fiil suç oluşturmaz ancak şartları varsa ölünün hatırasını tahkir söz konusu olabilir. Eğer failin fiili, ölü üzerinde değil de yaşayan bir kimse üzerinde gerçekleştiyse bu halde failin kusurluluğuna göre bu suçlardan ceza sorumluluğu tayin edilir. Mesele, bir kimsenin ne zaman ölü kabul edileceğinin hukuken tespiti meselesidir. Buna ek olarak, birden çok kimsenin öldürme fiilini gerçekleştirmek üzere harekete geçtiği hipotezlerde; ölüm neticesinin hangi failin eserinin olduğunun tespiti önem arz etmektedir. Böylelikle; birden çok failin, birbirinden ayrı zamanlarda, öldürme kastıyla hareket ettiği hallerde son failin fiilini ölü bir kimse üzerinde mi yoksa ölü olmayan bir kimse üzerinde mi gerçekleştirdiği en önemli sorunu oluşturmaktadır. Birinci hipotezde, yani sonraki failin fiilini ölmüş bir kimse üzerinde gerçekleştirmesi halinde ortada bir mesele yoktur, fiili öldürme suçunu oluşturmaz, öyle ki bu hususta “şüpheden sanık yararlanır” ilkesine başvurmaya bile gerek yoktur. İkinci hipotez, ilk failin öldürmeye yönelik fiilinden sonra, fiili gerçekleştiren diğer failin fiilinin; henüz ölü olmayan kimse üzerinde cereyan etmesi halidir. Bu hipotezde mağdur henüz ölmediyse, son fiili meydana getiren failin fiilinin hukuken basit öldürme mi (TCK m. 81) yoksa nitelikli öldürme mi (TCK m. 82/1-e) olarak nitelendirileceği tartışmasıdır. Buradan bir diğer mesele daha doğmaktadır: daha sonradan gelen failin, fiilini, haksız tahrik altında işlediği kabul edilmişse ve de önceki failin fiilinin eseri olarak mağdur “…beden veya ruh bakımından savunamayacak durumda bulunan kişi” haline gelmiş kişi ise ikinci fail bakımından uygulanan haksız tahrik ve nitelikli hal hükümlerinin hata hükümleri çerçevesinde değerlendirilip bu hususlarla bağdaşıp/bağdaşamayacağı sorunudur.}, number={3}, publisher={Ankara Barosu}