@article{article_1759372, title={İDARENİN ŞEMATİK TEMSİLİNDE SINIRLAR VE SORUNLAR}, journal={Mülkiye Dergisi}, volume={49}, pages={499–540}, year={2025}, DOI={10.25064/mulkiye.1759372}, author={Ergün, Cengiz}, keywords={İdari Örgüt, Örgüt Şeması, Bütün-Parça, İçlem-Kaplam, Tür-Cins.}, abstract={Türkiye İdaresini gösterdiği kabul edilen yerleşik şema, örgütün işleyiş haritasını sunan ayrıntılı bir organogramdan ziyade, idarelerin ortak niteliklerine göre kategorilere ayrıldığı bir tüzel kişilik sınıflandırma tablosu olarak formüle edilmiştir. Bu ortak nitelikler ise esasen merkezden ve yerinden yönetim ilkeleri, tüzel kişilik özellikleri ve idarelerin denetim ilişkilerindeki konumları üzerinden belirlenmektedir. Şema, on yıllardır yalnızca sınırlı değişikliklerle korunmuş yapısal açıdan ise neredeyse hiç yenilenmemiştir. Siyasal, hukuki ve toplumsal bağlamlarda yaşanan dönüşümlere rağmen aynı biçimde varlığını sürdürmesi, onun güncel idari yapıyı temsil etme iddiasını inandırıcılıktan uzaklaştırmaktadır. Örgüt şemaları doğrudan bilgi üretmez, ama bilgiyi düzenler, görselleştirerek temsil eder ve sorgulamaya açar. İdarenin parçalı yapısını bütünlük içinde sunarken; hangi unsurların dahil edileceği, hangilerinin dışarıda bırakılacağı ve hangi ilişkilerin ön plana çıkarılacağı gibi tercihler barındırır. Dolayısıyla yalnızca örgüt içindeki birimlerin hiyerarşik dizilimini gösteren teknik görsel araçlar değildirler; aynı zamanda örgütsel yapının nasıl kavrandığını, hangi kuramsal varsayımlara dayandığını, hangi epistemolojik ve normatif çerçeveye oturduğunu da yansıtırlar. Nihai bir şema iddiasında bulunabilmek için, farklı nitelikleri tanımlı tüm İdare türlerinin şemada gösterilmiş ve kaplamındaki İdarelerin de ilgili tür niteliklerini eksiksiz olarak içlemlemiş olması gerekir. Şemada sınıflandırılan türlerin kurucu nitelikleri (içlem) ile bu türlere dahil edilen somut parçalar (kaplam) arasında tutarlı bir eşleşme kurulmadığında temsil kabiliyeti zedelenir. İdare hukuk-kurgusal bir yapı olduğundan, şematik gösterimde öncelik normatif kurucu kaynaklara verilir. Ancak yazılı hukuk, tam bir nitelikler kümesi sunmadığı gibi kendisinden çıkarsanabilecek türler/üyeler kümesi de eksiktir. Bu nedenle şemanın temsil kapasitesi, İdare türleri arasındaki kurucu farkları, tüzel kişilik statülerini ve bütünlük bağlarını yeterince görünür kılamamaktadır. Gerçekte idari örgüt şemaları ne tam anlamıyla işleyiş haritası ne de kusursuz bir sınıflandırma tablosudur; İdarenin belirli bir zaman kesitindeki parçalı yapısını, hukuki ve kuramsal kabullere dayanarak temsil eden geçici görsel düzeneklerdir. Diğer yandan işlevsel ve güvenilir kaynaklar olmaları sağlanabilir. Bu da dayandıkları tanımların açıklığına, içlem-kaplam uyumuna, sınıflandırmanın doğrulanabilirliğine ve temsil edilen ilişkilerin tutarlılığına bağlıdır. Böylelikle şema, salt tarihsel bir belge olmanın ötesine geçerek, İdarenin yapısını kavramaya imkân tanıyan işlevsel ve analitik bir araca dönüşebilir.}, number={3}, publisher={Mülkiyeliler Birliği Genel Merkezi}