@article{article_1761995, title={Neoliberal Ekonomi Politikaları Bağlamında Su Kaynaklarının Özelleştirilmesi: Türkiye’de HES Örneği}, journal={Fiscaoeconomia}, volume={9}, pages={2293–2320}, year={2025}, DOI={10.25295/fsecon.1761995}, author={Özakyol, Fatih Sami and Reyhan, Hakan}, keywords={Neoliberalizm, Doğanın Metalaşması, Suyun Özelleştirilmesi, Mülksüzleştirme, Hidroelektrik Santraller}, abstract={Bu çalışma, neoliberalizmin kavramsal temellerini ve doğanın metalaştırılması ile mülksüzleştirilmesi süreçlerini su örneği üzerinden ele almaktadır. Neoliberalizm, yalnızca ekonomik politikalar bütünü değildir. Aynı zamanda politik, sosyal ve çevresel boyutları olan bir paradigma olarak değerlendirilir. Çalışmada neoliberalizmin yedi temel ilkesi incelenmektedir: özelleştirme, piyasalaştırma, kuralsızlaştırma, piyasa dostu yeniden düzenleme, kamu hizmetlerinde piyasa araçlarının kullanımı, sivil toplumda destek mekanizmalarının teşviki ve kendi kendine yeten birey ile toplulukların oluşturulması. Bu ilkelerin doğal kaynakların sermaye lehine dönüşümünde nasıl işlediği ortaya koyulmuştur. Türkiye örneğinde suyun özelleştirilmesi süreci analiz edilmiştir. Bu analiz kapsamında çalışma; nitel araştırma yöntemi çerçevesinde yürütülmüş olup, literatür taraması tekniği üzerine temellenmektedir. Hidroelektrik santrallerin yaygınlaşması, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) yönetmeliklerinde yapılan değişiklikler ve Acele Kamulaştırma Kararları incelenmiştir. Enerji piyasasının liberalleştirilmesinin bu süreci nasıl hızlandırdığı gösterilmiştir. Ayrıca çalışmada, kamu yararı söylemiyle meşrulaştırılan uygulamaların yerel halkın müşterek kaynaklara erişimini sınırladığı vurgulanmıştır. Bu durumun devlet-sermaye iş birliğini güçlendirdiği belirtilmiştir. Çalışma, neoliberal ekonomi politikalarının ekonomik, politik, çevresel ve toplumsal boyutlarını birlikte ele almaktadır. Ekonomik boyutta, suyun özelleştirilmesi ve hidroelektrik santraller (HES) üzerinden sermaye lehine yeni piyasa alanlarının yaratıldığı, bunun da devlet-sermaye iş birliğini güçlendirdiği ortaya konulmaktadır. Politik boyutta, enerji piyasasının liberalleştirilmesi, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) yönetmeliklerinde yapılan düzenlemeler ve Acele Kamulaştırma Kararlarının, piyasa aktörlerinin lehine hukuki bir zemin yarattığı bulgusu öne çıkmaktadır. Çevresel boyutta, küçük ve orta ölçekli HES’lerin çoğunlukla ekosistem üzerinde olumsuz etkiler yarattığı, ancak “ÇED gerekli değildir” kararlarıyla bu etkilerin göz ardı edildiği belirlenmiştir. Toplumsal boyutta ise, yerel halkın müşterek kaynaklara erişiminin kısıtlandığı, yaşam alanlarının daraldığı ve toplumsal tepkilerin artmasına rağmen karar süreçlerine katılım imkânlarının sınırlı olduğu saptanmıştır.}, number={4}, publisher={Ahmet Arif EREN}, organization={TÜBİTAK}