@article{article_1768588, title={Mescit - Dumlu Dağlarında Glasyal ve Periglasyal Yerşekillerinin Dağılışı ve Jeomorfolojik Özellikleri}, journal={Jeomorfolojik Araştırmalar Dergisi}, pages={100–125}, year={2025}, DOI={10.46453/jader.1768588}, author={Yeşilyurt, Serdar}, keywords={Soliflüksiyon, Palsa, Tufur, ELA, permafrost}, abstract={Mescit ve Dumlu dağları, Erzurum Ovası ile Çoruh Vadisi arasında konumlanan volkanik bir kütledir. Doğu Anadolu ile Doğu Karadeniz arasında geçiş kuşağında yer alan bu dağlık alan, glasyal ve periglasyal oluşumlar açısından büyük çeşitlilik göstermektedir. Arazi gözlemleri, İHA tabanlı fotogrametri ve CBS analizleri ile toplam 256 km²’lik buzullaşma alanı, 60’tan fazla buzul sirki, U profilli tekne vadiler ve morfostratigrafik olarak iki ana gruba ayrılan moren toplulukları haritalanmıştır. Hipsografik analizler, özellikle 2500–3000 m yükselti aralığında geniş plato yüzeyleri ve düşük eğimli vadi tabanlarının, buzulların yayılış alanını ve kalınlığını artırdığını göstermektedir. AAR, AABR ve MELM yöntemleriyle hesaplanan paleo denge hattı yüksekliği (pELA) değerleri, paleobuzulların kalıcı kar sınırının 2800–2900 m aralığında olduğunu ortaya koymuş; güncel sınırın yaklaşık 3700 m’de olması ise iklimdeki belirgin değişimlere işaret etmiştir. Morenlerin morfolojik farklılıkları, en az iki ayrı buzullaşma evresine işaret etmektedir: Yuvarlatılmış ve volkanik kaya blokları bakımından fakir yaşlı morenler muhtemelen Son Buzul Maksimumu öncesine; keskin sırtlı, bloklu genç morenler ise SBM ve/veya Geç Buzul Dönemi’ne aittir. Periglasyal süreçler, hem paleobuzul alanlarında hem de bu alanlar dışındaki yüksek kesimlerde etkindir. Taş yığını ve çim yığını soliflüksiyon lobları, sığ buz çimentolu kaya buzulları, tufur, relikt palsa ve desenli zeminler, bölgenin donma–çözülme döngülerine yüksek duyarlılığını yansıtmaktadır. Sonuçlar, Mescit–Dumlu Dağları’nın volkanik litolojisi, geniş plato yüzeyleri ve topoğrafik özellikleriyle Türkiye’nin önemli glasyal–periglasyal alanlarından biri olduğunu göstermektedir. Çalışma, Kuvaterner buzullaşma evrelerinin, paleo–periglasyal süreçlerin ve güncel periglasyal süreçlerin mekânsal ilişkilerini belgeleyerek bölgesel jeomorfolojiye özgün katkılar sunmaktadır. Gelecekte yapılacak kozmojenik yaşlandırma ve mikroklimatik ölçümler, bu alanın buzullaşma tarihçesinin kesinleştirilmesinde kritik rol oynayacaktır.}, number={15}, publisher={Jeomorfoloji Derneği}