@article{article_1813069, title={DNA’mıza Yazılı Muhafazakârlık: Paleo Manifesto’da Geçmiş ve Toplumsal Cinsiyetin Neoliberal Yeniden İnşası}, journal={Sosyoloji Araştırmaları Dergisi}, volume={28}, pages={23–42}, year={2025}, DOI={10.18490/sosars.1813069}, author={Kükrer, Meriç and Balkan, Tuğba}, keywords={Paleo Hareketi, Paleo Manifesto, Altın Çağ, Toplumsal Cinsiyet, Alternatif Sağ, Neoliberalizm}, abstract={Paleo diyeti, insan biyolojisinin milyonlarca yıl süren evrimsel süreç sonucunda şekillendiği ve bu biyolojinin modern yaşam biçimleriyle uyumsuz olduğu varsayımına dayanır. İlk olarak tahılların dışarıda bırakıldığı bir beslenme rejimiyle iştahı kontrol altına almayı ve bedeni düzenlemeyi amaçlayan bu yaklaşım, bazı yorumcular tarafından geçmişe yönelik bir “altın çağ” nostaljisiyle harmanlanarak, uygarlık eleştirisi niteliği kazanan Paleo hareketine evrilir. Böylece, başlangıçta bir beslenme tercihi olarak ortaya çıkan Paleo yaklaşımı, zamanla doğaya dönüş ideali, beden, performans, irade ve toplumsal cinsiyet normları etrafında örülen ideolojik bir yaşam biçimine dönüşür. Bu makale Paleo hareketinin söylemsel yapısını, John Durant’ın The Paleo Manifesto (2013) kitabını temel alarak eleştirel bir söylem analiziyle incelemektedir. Makalenin temel argümanı, Paleo hareketinin bir beslenme pratiğinin ötesine geçerek uygarlık eleştirisi ve toplumsal cinsiyet rollerinin yeniden inşası üzerinden muhafazakâr ve neoliberal değerleri içeren bir yaşam tarzı önerdiğidir. Paleo Manifesto, insan doğasına dönük biyolojik bir restorasyon çağrısı yaparken, modernitenin evrenselci değerlerini reddeden bir toplumsal tahayyül sunar. Bu tahayyül, Alternatif Sağ düşünce ile örtüşen bir biçimde, eşitsizliklerin doğallaştırılması, geleneksel toplumsal cinsiyet rollerinin yeniden tesisi ve hiper-maskülenliğin yüceltilmesi gibi unsurları içerir. Bu bağlamda Paleo hareketi, yalnızca bir beslenme biçimi sunmakla kalmaz; beden, doğa ve toplumsal roller üzerinden şekillenen normatif düzenlemeleriyle, sağ ideolojilerin kültürel alandaki etkisini pekiştiren bir metapolitik müdahale alanı haline gelir. Makale, Paleo yaklaşımının feminizm, vejetaryenlik/veganlık ve eşitlikçi taleplerle kurduğu gerilimli ilişkiyi tartışmaya açmaktadır. Bu doğrultuda, Paleo anlatısının sağ popülist ve mizojinist söylemlerle nasıl kesiştiğini ortaya koymayı ve hareketin muhafazakâr ve neoliberal değerlerle kurduğu ideolojik yakınlığı söylemsel düzeyde analiz etmeyi hedeflemektedir.}, number={2}, publisher={Sosyoloji Derneği}