@article{article_1813095, title={“Araçsal Akıl” ve “Yaş Ayrımcılığı” Kavramları Çerçevesinde Yaşlanma Karşıtı Uygulamalar: Cennete Yakın Filminin İncelenmesi}, journal={Sosyoloji Araştırmaları Dergisi}, volume={28}, pages={171–203}, year={2025}, DOI={10.18490/sosars.1813095}, author={Sütlüoğlu, Tuba and Ersözlü, Mert}, keywords={Araçsal Akıl, Yaşlanma, Yaş Ayrımcılığı, Yaşlanma Karşıtı, Cennete Yakın, Film Analizi.}, abstract={Araştırma, yaşlanma karşıtı uygulamaları, modern paradigmanın yaslandığı rasyonellik eğilimi üzerinden irdeler. Bu amaçla, bilimkurgu türündeki Cennete Yakın (Paradise, 2023) filmi analiz edilmiştir. Cennete Yakın, AEON isimli bir ilaç şirketinin, insanların ömürlerinin bir bölümünü para karşılığı alıp zenginlere satmasını konu edinir. Hikâye, başarılı bir şirket çalışanının, borcu karşısında eşinin ömründen otuz sekiz yıl vermeye zorlanması ve çalıştığı şirketin karanlık tarafıyla yüzleşmesi etrafında gelişir. Film, bu makalede, araçsal aklın; rasyonalitenin; pozitivizmin; evrensellik ve tamlık varsayımının, yaşa ve yaşlılığa yüklenen olumsuz anlamları ve yaş ayrımcılığını besleme potansiyeli etrafında değerlendirilir. Nitekim, yaş ayrımcılığı, yaşlılara yönelik ön yargılara işaret ederken diğer taraftan yaşlanmayı yalnızca bedensel deformasyona indirgeyen, böylece yaşlanmayla birlikte kazanılan ruhsal olgunluk hâlini dışarıda bırakan bir bakış açısını da içerir. Bu bakış, Bauman’ın altını çizdiği anlamda, kendini ideal ve kusursuz bir yaşamın planı olarak tanımlayan modern kültüre ve bu kültürle ilintili bir sosyal mühendislik anlayışına işaret eder. Çalışmada, nitel araştırma yöntemlerinden belge analizi tekniği kullanılmıştır. Analizin ortaya çıkardığı temalar, davranışların sonuçları üzerine etik ve ahlâki bir değerlendirme yapma veya yapmama eğilimleriyle belirginleşen, Weber’in “amaçsal rasyonel eylem” ve “değerle ilişkili rasyonel eylem” şeklinde ifade ettiği iki davranış tipini betimler. İlk davranış, zenginleri hep genç kalmaya, yoksulları ise fırsatlarla dolu yeni bir hayata götüren seçimlerle görünür kılınırken; “güç”, “fayda”, “kâr”, “hedef”, “para” gibi sözcükler etrafında meşrulaştırılır. İkinci davranış ise, seçimlerin sonuçlarına yönelik yapılan ahlâki sorgulamalarda karşılık bulur; “dürüstlük”, “umut”, “aşk” ve “vicdan” gibi sözcüklerle ilişkilendirilir. Böylece film, hangi kimliklerin nasıl temsil edildiğinin, hangi davranışların onaylandığının ve hangi kavramların yaşamın dışına atıldığının sorgulanmasına imkân veren bir anlatı yapısı sunar.}, number={2}, publisher={Sosyoloji Derneği}