TY - JOUR TT - Psikanaliz Işığında Peter Shaffer’ın Küheylan Adlı Eserinde Martin Dysart ve Alan Strang Arasındaki İlişki AU - Şafak, Zafer PY - 2016 DA - December JF - Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi JO - ERÜSOSBİLDER PB - Erciyes Üniversitesi WT - DergiPark SN - 1300-1582 SP - 109 EP - 128 VL - 30 IS - 41 KW - Yirminci Yüzyıl İngiliz Tiyatrosu KW - Psikanaliz KW - Peter Shaffer KW - Küheylan KW - Aşkın Bütünlük KW - Tutku KW - Tapınma KW - Akıllılık ve Delilik KW - Aktarım ve Karşı Aktarım N2 - İngiliz oyunyazarı Peter Shaffer tarafından yazılan Küheylan(1973) bir psikodramadır ve Shaffer, oyunun temasıyla bütünlük arz edenargümanını okuyucuya ve izleyiciye etkili bir biçimde iletmek için oyunununyazımında ve sahnelenmesinde psikolojik realizmden yararlanır. Oyunda Shaffer;dini tutku, yeni yeni baş gösteren cinsellik ve aşkın bir bütünlük arayışıarasında ezilen ve duygusal olarak huzursuz olan ergen Alan Strang’inhikâyesini anlatır. Bir haber olan hikâyeyi, BBC’de çalışan bir arkadaşındanedinen oyun yazarı, haberin detaylarını öğrenmek ve irdelemek yerine moderndünyadaki manevi çöküşe vurgu yapmak ve toplumdaki kısıtlayıcı normlarıserimlemek maksadıyla oyunu bütünüyle faklı bir bağlama oturtarak yorumlamayıyeğlemiştir. Eserde karşıt ikiliklerden (binaryoppositions) yararlanan oyun yazarı, ebeveynlerinden bir tanesitanrıtanımaz olan diğeri ise aşırı dindar olup oğullarına sürekli çarmıhageriliş hikâyeleri anlatması sonucunda Alan’ın önce nasıl kendine özgü,tutkusunu ifade edeceği bir alan oluşturduğu sonrasında ise çatışan bu değerlersebebiyle oyunun başkahramanı Alan tarafından oluşturulan bu özel alanıngenişleyerek yol açtığı olayları anlatır. Ebeveynlerinin çatışan değerlerisebebiyle Alan, tutku ve ilgisini aktarabileceği, kendi psikolojik derinliğiyleharmanlanmış ve efsaneye yaklaşan, kendine özgü tapınma şeklini oluşturur.Alan, çalıştığı ahırdaki atların gözlerini kör etmesine yol açan olaylarsilsilesi nedeniyle psikiyatrist Martin Dysart’a götürülür. Bu kısma kadarolaylar zaten yaşanmıştır ve Alan’ın psikiyatriste götürüldüğü an ise hemenhemen oyunun asıl başladığı noktadır. Olayı başlangıçta sıradan bir vakıaolarak değerlendiren Dr. Martin Dysart ilerleyen seanslarda bilincinde olmaklaberaber kendi hayatıyla ilgili yüzleşmekten kaçındığı gerçeklerle karşı karşıyagelir. İşinden duyduğu tatminsizlik, hayatındaki yeknesaklık, eşinin kendisineve çalışmalarına olan kayıtsızlığı bunların en önde gelenleridir. Psikiyatriterimleri olan ve Carl Gustav Jung ve Freud’un haklarında bir birinden farklı(ve kimi zaman çelişen) görüşler belirttiği Aktarımve Karşıaktarım’ın gerçekleştiğiteröpatik oturumlar sırasında, Dysart gerçek bir heyecandan yoksun olan kendiiş ve bireysel yaşamının çoraklığının daha çok ayırdına varır. Dr. Dysart’ı bufarkındalığa iten ise kendi şevksiz hayatı ile tümüyle modern dünyadan kopukolmakla beraber Alan’ın tutkulu hayatını karşılaştırma fırsatı bulmasıolmuştur. Öyle ki oyunun bir noktasında bu karşılaştırma olanağı sayesinde AlanStrang’i kıskandığını açıkça itiraf eder. Dysart, Alan’ın anne ve babasınınçatışan değerler sisteminin, yaşı itibariyle de buna yatkın hale gelebilecekAlan’ı nasıl yalnızlaştırdığını, ana karakterin küçükken yaşadığı hoş olmayanbir olay sonucunda atlardan uzaklaşmak yerine onlara karşı nasılda -psikolojikbir terim olan -karşıt tepki-geliştirdiğini gözlemler. Alan’ın Jill ile tanışması hastasının atları köretmesi açısından katalizör görevi gördüğünü anlayan Dysart olaylardakiparçaları yavaş yavaş yerine oturturken kendi yaşamını, işinin toplumsal açıdanişlevini sorgular. Hastasının toplumun algıladığı şekliyle “travmatik”durumundaki parçalar bütüne ulaşma ve sorunu çözme hususunda Dysart’ın gözündenasıl bir yapbozdaki gibi yerine oturuyorsa, Dysart’ın kendi bireysel ve işyaşamıyla ilgili parçaları da o ölçüde dağılmakta, birbirinden uzaklaşmaktadır.Dr. Dysart’ın Alan için kırılma noktası teşkil eden Jill ile beraberliğininimkânsızlığını keşfetmesi ve oyunun sonlarına doğru “hastasına” olayı tekraryaşatarak onu “tedavi etmesi”; kendisine, seyirciye ve dolayısıyla da bizlere varolan tutkunun yok edilebileceğini fakat olmayan bir tutkunun ortayaçıkarılmayacağını itiraf etmesiyle sonuçlanır. Burada, Dr. Dysart’ın göndermeyaptığı yok edilen tutku Alan’ın bir özelliği iken yine kendisinin açıkça ifadeettiği yoktan var edilemeyen tutku ise kendisininkidir. Oyunun sonunda Dr.Dysart’ın metaforik olarak Alan’ı dizginlerinden kurtarması ve sembolik anlamdabu sefer gemleri artık kendi ağzında hissetmesinin sebebi de tam olarakbudur. Bu vesileyle Peter Shaffer,oyunundaki ana karakter Alan’ın vakıası sebebiyle bocalayan Dr. Dysartaracılığıyla sosyal olarak yapılandırılmış akıllılık, delilik, uygun ve uygunolmayan davranışlar gibi kavramları sorgular ve Alan’ı tedavi etmenin ya da onutoplumun onayladığı davranışlarla aynı konuma getirmenin aynı zamanda gencintutkusunu söndüreceğini, onu sıradanlaştıracağını ve nihayetinde tıpkı Dr.Dysart gibi tutkudan yoksun bir birey haline getireceğini okuyucuya/izleyiciyehissettirir. Yirminci Yüzyıl İngiliz Tiyatrosu’nun önemli temsilcilerinden olanoyun yazarı, okuyucularının karşısına sosyo-psikolojik bir sorunsalla çıkarkentoplum tarafından normalden sapma olarak nitelenen bir bireyin kendine hasdavranışlarının yine toplumun normları uğruna söz konusu bireyin tutkusununsöndürülüp söndürülmemesi gerektiğini tartışmaya açar. Dahası, Küheylan aracılığıyla Shaffer,kişilerin bireyleşme sürecinde (individuationprocess) sosyal yapıların aracısı olan özgürlük, Tanrı, pagan ve Hristiyaninancı, gelişme ve hazır kabul edilmişlik, akıllılık ve delilik gibi konularadeğinirken, bizlere tartışmaya açtığı konularla ilgili hazır ya da tek boyutlucevaplar sunmaktan kaçınır ve bu tür cevaplar bulmaktan ya da iletmektensebunları okuyucuya ve izleyiciye bırakarak onları diyalektik bir biçimde konuüzerinde düşünmeye sevk eder. Eser estetik açıdan teatral yoğunluğa/karmaşaya (theatrical complexity) sahip olmaklaberaber çeşitli çevrelerden konu seçimi ve bunun sahnede yansıtılması açısındantenkit edilmiştir. Yine de eser konu seçimiyle cesur, yazıldığı dönem açısındanda oldukça yenilikçidir. Çalışma, Psikanaliz’in, Freud’un ve R.D Laing’inçalışmalarını odağa alarak okuyucuları kendi psikolojilerini incelemeye teşviketmenin yanı sıra Shaffer’ın savlarına ve Alan’ın durumuna ne derece hakverilebileceği üzerinde okuyucuyu düşünmeye de davet eder. CR - BION, Wilfred R., The Complete Works of W.R. Bion. London: Karnac Books, 2014 UR - https://dergipark.org.tr/tr/pub/erusosbilder/issue//282093 L1 - https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/263894 ER -