@article{article_541396, title={Fetal minör anomali saptanan olguların prenatal ve postnatal sonuçlarının değerlendirilmesi}, journal={Zeynep Kamil Tıp Bülteni}, volume={50}, pages={28–34}, year={2019}, DOI={10.16948/zktipb.541396}, author={Vatansever, Doğan and Yeşil, Gözde and Giray, Burak and Dayıcıoğlu, Vedat}, keywords={anöploidi,minör anomali,trizomi 21}, abstract={<p class="MsoNormal" style="text-align:justify;line-height:200%;"> <b> <span lang="tr" style="font-size:12pt;line-height:200%;font-family:’Times New Roman’, serif;" xml:lang="tr">Amaç: </span> </b> <span lang="tr" style="font-size:12pt;line-height:200%;font-family:’Times New Roman’, serif;" xml:lang="tr"> Ultrasonografide gözlenen minör belirteçlerin artmış anöploidi riskiyle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Çalışmamızda ikinci düzey ultrasonografi sırasında saptanan minör belirteç izlenmiş olguların prenatal ve postnatal dönemde yapılan takiplerinin sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. </span> </p> <p> </p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify;line-height:200%;"> <b> <span lang="tr" style="font-size:12pt;line-height:200%;font-family:’Times New Roman’, serif;" xml:lang="tr">Gereç ve yöntemler: </span> </b> <span lang="tr" style="font-size:12pt;line-height:200%;font-family:’Times New Roman’, serif;" xml:lang="tr">Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ikinci düzey ultrasonografik taraması gerçekleştirilen 3833 gebe çalışmamıza dahil edildi. İkinci düzey ultrasonografide minör anomalilerin izole olarak veya birden fazla minör anomalinin kombine olarak saptandığı 369 olgu vaka grubumuzu oluşturdu. Bunun dışında kalan, minör ve majör anomalinin saptanmadığı 3464 olgu ise kontrol grubumuzu oluşturdu. </span> </p> <p> </p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify;line-height:200%;"> <b> <span lang="tr" style="font-size:12pt;line-height:200%;font-family:’Times New Roman’, serif;" xml:lang="tr">Bulgular: </span> </b> <span lang="tr" style="font-size:12pt;line-height:200%;font-family:’Times New Roman’, serif;" xml:lang="tr">Toplam 369 hastadan 295’inde (%79,95) izole minör anomali saptanırken, 74’ünde (%20,05) ise kombine minör anomali saptanmıştır. İzole minör anomali grubunu oluşturan hastalarda 10 (%3.4) trizomi 21 olgusu, 1 (%0.3) trizomi 18 olgusu, 4 (%1.4) kistik fibroz olgusu, 2 (%0.7) kardiyak anomali olgusu, 4 (%1.4) renal anomali olgusu görüldü. Kombine minör anomali gurubu içerisinde yer alan; hiperekojen intrakardiyak odak izlenen 37 hastanın 7’sinde (%18.9) trizomi 21, 1’inde trizomi 18(%2.7), 3’ünde (%8.1) kardiyak anomali ve 3’ünde (%8.1) renal anomali mevcuttu. </span> </p> <p> </p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify;line-height:200%;"> <b> <span lang="tr" style="font-size:12pt;line-height:200%;font-family:’Times New Roman’, serif;" xml:lang="tr">Sonuç: </span> </b> <span lang="tr" style="font-size:12pt;line-height:200%;font-family:’Times New Roman’, serif;" xml:lang="tr"> İzole minör anomali saptanması ile kombine minör anomali saptanması arasında anöploidi açısından istatistiksel olarak anlamlı fark vardır. Minör anomalilerden hiperekojen barsak, hiperekojen intrakardiyak odak, renal piyelektazi, nazal kemik hipoplazisi ve uzun kemiklerde kısalık trizomi 21 riskini istatistiksel olarak anlamlı oranda arttırmaktadır. </span> </p> <p> </p>}, number={2}, publisher={Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları EAH}