@article{article_612502, title={Yūnus Emre, Niyāzī-i Mıṣrī ve İsmāʿīl Ḥaḳḳī Bursevī’de Türk Tasavvuf Şiirine Özgü Mażmūn Arayışları}, journal={Cumhuriyet İlahiyat Dergisi}, volume={23}, pages={693–714}, year={2019}, DOI={10.18505/cuid.612502}, author={Yurtsever, Mehmet Murat}, keywords={Türk İslam Edebiyatı,Tasavvuf Şiiri,Mażmūn,Yūnus Emre,Niyāzī-İ Mıṣrī,İsmāʿīl Ḥaḳḳī Bur-sevī}, abstract={<p class="MsoNormal" style="text-align:justify;margin:3pt 0cm;text-indent:0cm;"> <span style="font-size:9pt;font-family:’Gentium Plus’;"> <span style="font-size:14px;">Tasavvuf şiiri olsun divan şiiri olsun her iki şiirimizin de birçok ulusun şiiri gibi evrensel cazibesi ve klasik değeri vardır. Her iki zümrenin şairi de Türk toplumunda evvelce var olan potansiyelden güç alarak, her bir ferdin ayrı ayrı şuur düzeyini yükseltmiş, erdemli bir toplum yaratmıştır. İki şiir arasında bir farktan söz edilecekse eğer, o da divan şiirinin statik; tasavvuf şiirinin ise divan şiirine nispetle daha dinamik oluşudur. Divan şiirinin kendine özgü bir nazım dünyası olduğu gibi tasavvuf şiirinin de farklı manâ ve mefhumlarla şekillenen bir duygu evreni vardır. Divan şiirinde zekâya dayalı zevk ve hayal; tasavvuf şiirinde ise sezgiye dayalı ilham ve varidat söz konusudur. Bunlar bazen teşbih, bazen mecaz, bazen istiarelerle şiirleşir; nazım olur, giderek birer </span> <i> <span style="font-size:14px;">mażmūn </span> </i> <span style="font-size:14px;">a dönüşür. </span> <span style="font-size:14px;">  </span> <span style="font-size:14px;">Bugüne kadar </span> <i> <span style="font-size:14px;">mażmūn </span> </i> <span style="font-size:14px;"> denildiğinde ilk akla gelenin divan şiiri olması, tasavvuf şiirine özgü </span> <i> <span style="font-size:14px;">mażmūn </span> </i> <span style="font-size:14px;">ları geride bırakmıştır. Oysa tasavvuf şiiri de </span> <i> <span style="font-size:14px;">mażmūn </span> </i> <span style="font-size:14px;">ları bakımından hayli ilgi çekici, bir o kadar da zengindir. Tasavvuf edebiyatına ait terimler, adı terim olsa da şiirde her biri birer hâl, makam veya tecrübedir. Bu nedenle terim olarak nitelediğimiz tasavvuf şiirine ait pek çok kavram; telmih, teşbih ve mecaz içinde yer alıp birer </span> <i> <span style="font-size:14px;">mażmūn </span> </i> <span style="font-size:14px;"> olabilir. Üç başlık altında ve üç mutasavvıf şairimizin beyitleriyle örneklendirebileceğimiz yazımızın amacı, Türk tasavvuf şiirinin divan şiirinden bağımsız zengin bir </span> <i> <span style="font-size:14px;">mażmūn </span> </i> <span style="font-size:14px;"> kadrosunun varlığına dikkat çekmektir. Türk tasavvuf şiirine ait </span> <i> <span style="font-size:14px;">mażmūn </span> </i> <span style="font-size:14px;">lar konusu, bugüne kadar fazlaca değinilmemiş olması bakımından önemli sayılmalıdır. </span> </span> </p> <p> </p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify;margin:3pt 0cm;text-indent:0cm;"> <b> <span style="font-size:14px;font-family:’Gentium Plus’;">Özet: </span> </b> <span style="font-size:9pt;font-family:’Gentium Plus’;"> <span style="font-size:14px;"> Şair, okuyucusunun hayal edip de dile getiremediklerini, bazen hayal bile edemediklerini onun adına tasarlayıp tekrar kendisine sunar. Günlük koşuşturmalar arasında birçok okur, gönlünün hayale olan ihtiyacını şiirin eşsiz vadilerinde dolaşarak giderir. </span> <span style="font-size:14px;">  </span> <span style="font-size:14px;">Her şiirin belli muhatap kitlesi vardır ve o muhatap kitlenin duygularına hitap eder. Her şiir hayal ve tasavvurlarla süslüdür; ancak söz sanatları eşliğinde şerh edilerek anlaşılabilir. Tasavvuf şiiri olsun divan şiiri olsun her iki şiirimizin de birçok ulusun şiiri gibi evrensel cazibesi ve klasik değeri vardır Tasavvuf şairi ve divan şairi asırlarca hüküm süren yıkılmaz bir sanat varlığının mimarları, eserleri de kendi alanlarının şaheserleridir. Her iki şiir türü de edebî miras ile beraber bütün kültür varlığını sonraki nesillere ulaştıran bir kılavuz gemisidir, öncü sanat şubeleridir. Her iki zümrenin şairi de Türk toplumunda evvelce var olan potansiyelden güç alarak her bir ferdin ayrı ayrı şuur düzeyini yükseltmiş, erdemli bir toplum yaratmıştır. </span> </span> </p> <p> </p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify;margin:3pt 0cm;text-indent:0cm;"> <span style="font-size:9pt;font-family:’Gentium Plus’;"> <span style="font-size:14px;">Divan şiiri dehanın kattığı estetikte ne kadar şirinse tasavvuf şiiri de kalbe doğan vâridâtın külfetsiz ve riyasız samimiyeti ile o kadar güzeldir. Tekke şiirinin zengin </span> <i> <span style="font-size:14px;">mażmūn </span> </i> <span style="font-size:14px;"> kadrosundan yararlanmadan, </span> <i> <span style="font-size:14px;">mażmūn </span> </i> <span style="font-size:14px;">u sadece divan şiirine münhasır kılmak ya da tekke şiirinin içinde yine divan şiirinin </span> <i> <span style="font-size:14px;">mażmūn </span> </i> <span style="font-size:14px;">larını aramak ve bu </span> <i> <span style="font-size:14px;">mażmūnl </span> </i> <span style="font-size:14px;">arı divan şiirine ait alışkanlıklarla yorumlamaya çalışmak bir inhisarcılık ve adeta bir statükoculuk olacaktır. </span> </span> </p> <p> <}, number={2}, publisher={Sivas Cumhuriyet Üniversitesi}