@article{article_898583, title={ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİ BAĞLAMINDA "OHT" SÖZCÜĞÜ}, journal={Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi}, volume={5}, pages={171–180}, year={2021}, DOI={10.30692/sisad.898583}, author={Büke, Himmet}, keywords={oht, vakit, şolok}, abstract={Eski Anadolu Türkçesi, XI. yüzyılda Oğuz Türklerinin Anadolu coğrafyasına göçleriyle başlayan süreçte oluşan ve ‎daha sonraki yüzyıllarda Batı Türkçesinin temelini teşkil edecek olan yazı dilinin adıdır. Bu dönem Osmanlı Türkçesi ‎dönemiyle devam ederek bugün resmî konuşma ve yazı dilimiz olan Türkiye Türkçesinin de temelini oluşturur. ‎Selçukluların Anadolu coğrafyasına girişiyle yoğun bir Türk nüfusu fethedilen bölgelere yerleşmiş bununla beraber ‎Türkçenin bu yeni coğrafyada konuşma ve yazı dili olma süreci başlamıştır. Türkçenin Anadolu’daki bu ilk yıllarına ait ‎bugüne ulaşabilmiş yazılı eser sayısı oldukça sınırlıdır. Bunda Selçuklu Devleti’nin Türkçeyi devlet ve bürokrasi dili ‎olarak kullanmaması, Arapça ve Farsçanın ulema ve devlet adamları tarafından tercih edilmesi etkilidir. Eski Anadolu ‎Türkçesi verimli ve en güçlü dönemini Selçuklu Devleti sonrası Anadolu coğrafyasının farklı bölgelerinde kurulmuş ‎olan beylikler zamanında yaşamıştır. Beylikler döneminde Anadolu’nun farklı şehirleri beylik merkezleri olmuş ve bu ‎merkezlerde Türkçenin Anadolu sahasındaki önemli ve çok kıymetli eserleri verilmiştir. Anadolu’da Türkçenin yazı dili ‎olma süreci bu dönemde önemli ölçüde mesafe kat etmiştir. Bugün bu dönemden kalan eserlerin hemen hemen hepsi ‎incelenmiş haklarında pek çok ilmî çalışma yapılmıştır. Dönemin sözvarlığı çeşitli sözlüklerde ve incelenen eserlerin ‎dizin bölümlerinde ortaya konulmuş yine dönemin gramer özellikleri büyük ölçüde tespit edilmiştir. Fakat dönemin ‎sözvarlığı içerisinde üzerinde tekrar durulması, müstakil çalışmalar yapılması gereken pek çok sözcük bulunmakta bu ‎sözcüklerin Eski Türkçe, Orta Türkçe ve günümüz lehçelerindeki görünümlerine bakılması gerekmektedir. Sadece bir ‎eserde tespit edilen hapaksları da bu tür derinlemesine çalışmalarla yeniden anlamlandırma imkanı ortaya çıkacaktır. Bu ‎çalışmada sadece Eski Anadolu Türkçesi dönemi eserlerinde kullanılmış olan “oht” sözcüğü ele alınacaktır. Bu sözcük ‎Türkçenin başka dönemlerinde yazılan eserlerde tespit edilmemiş olup sadece Eski Anadolu Türkçesine mahsus bir ‎kullanımdır. Sözcük hakkındaki genel görüş; Arapça “vakt” sözcüğüyle ilgili olduğudur. Bu sözcüğün Türkçeye ‎girdikten sonra fonetik değişikliğe uğradığı ve bir söyleyiş biçimi kazandığı düşünülse de konuyla ilgili farklı tespitleri ‎verecek bu sözcüğü tartışmaya açacağız. Sözcüğün Türkçe kökenli mi yoksa yabancı menşeili mi olduğu üzerinden ‎giderek tarihsel sürece ve sözcüğün kullanım alanlarına bir yorum getirmeye çalışacağız. Yazılı kaynakların tanıklığının ‎yanı sıra sözcüğün Anadolu ağızlarındaki kullanımı da değineceğiz. Bu konuda Anadolu ağızlarının ciddi bir belirleyici ‎olduğunu düşünmekle beraber Türkçenin farklı lehçelerindeki tarihi metinler ele alınıp bu sözcüğün veya bu sözcükle ‎bağlantılı olduğu düşünülen sözcüklerin köken ve bağlamları ortaya konulacaktır.‎}, number={1}, publisher={Mehmet Ali KARAMAN}