Öz
Throughout history, the earth has been a political arena. In this arena, rules are not about justice and idealism. Power is valid in this arena. You are not a judge, but a strong judge. In this arena, nations and states constantly observe each other's mistakes and try to get a share of each other's cake. In this arena, some kind of forest law is valid. We, as the nation, did not set these rules. But these are the rules that we have to live in.
Anahtar Kelimeler
Kaynakça
- Türkler, Müslüman Arap güçleriyle Çın güçlerinin mücadelesinde odaklaşan Talas'da Araplar yanında yer aldılar. Mücadelenin dengesini Müslüman Araplar lehine bozdular. Böylece hem mücadelenin sonucunu, hem de dünya tarihinin seyrini etkilediler. Sonuçta bu hadisenin arkasından İslâm medeniyet dairesine yönelen Türkler, yeniden toparlandılar ve tarih içinde dinamizm kazandılar. Hakkı Dursun Yıldız, İslamiyet ve Türkler, İstanbul 1980, s. 32-35.
- Ebû Osman Amr b. Bahr el-Câhiz, Fezâilu'l-Etrâk (Türklerin Faziletleri), Çev.: Rama¬zan Şeşen, Ankara 1967, s. 68. A.g.e., s. 77.
- A.g.e., s. 74.
- Refik Turan, Mustafa Safran, Muhammet Şahin, Semih E, Yalçın, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Ankara 1994, s. 125.
- Chİristine Oğan, Indiana Üniversitesi İletişim Fakültesi. Amerikalı araştırıcı, yukarda- ki sözleri, 20-23 Ekim 1994‘te Ankara'da yapılan "Uluslararası Bosna-Hersek Konferansında söylemiştir.
Öz
Tarih boyu yeryüzü bir siyasî arena olmuştur. Bu arenada kurallar, adalet ve idealizm üzerine değildir. Bu arenada güç geçerlidir. Hak hakimin değil, hak güçlünündür. Bu arenada milletler ve devletler sürekli birbirinin hatasını gözlerler, sürekli birbirlerinin pastasından pay kapmaya çalışırlar. Bu arenada bir nevi orman kanunu geçerlidir. Bu kuralları millet olarak biz koymadık. Ama bunlar bizim de içinde yaşamaya mecbur olduğumuz kurallardır.
Anahtar Kelimeler
Kaynakça
- Türkler, Müslüman Arap güçleriyle Çın güçlerinin mücadelesinde odaklaşan Talas'da Araplar yanında yer aldılar. Mücadelenin dengesini Müslüman Araplar lehine bozdular. Böylece hem mücadelenin sonucunu, hem de dünya tarihinin seyrini etkilediler. Sonuçta bu hadisenin arkasından İslâm medeniyet dairesine yönelen Türkler, yeniden toparlandılar ve tarih içinde dinamizm kazandılar. Hakkı Dursun Yıldız, İslamiyet ve Türkler, İstanbul 1980, s. 32-35.
- Ebû Osman Amr b. Bahr el-Câhiz, Fezâilu'l-Etrâk (Türklerin Faziletleri), Çev.: Rama¬zan Şeşen, Ankara 1967, s. 68. A.g.e., s. 77.
- A.g.e., s. 74.
- Refik Turan, Mustafa Safran, Muhammet Şahin, Semih E, Yalçın, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Ankara 1994, s. 125.
- Chİristine Oğan, Indiana Üniversitesi İletişim Fakültesi. Amerikalı araştırıcı, yukarda- ki sözleri, 20-23 Ekim 1994‘te Ankara'da yapılan "Uluslararası Bosna-Hersek Konferansında söylemiştir.
Ayrıntılar
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Bölüm | Makaleler |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 1995 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 1995 Cilt: XI Sayı: 31 |
