Yaşadığımız
tüketim çağında insanlar, geçmişe nazaran nasıl daha mutlu bir yaşama
erişebileceğinin arayışı içerisinde olmuştur. Çoğu zaman tüketicilerine
mükemmel bir dünya tasarımı vadeden reklamlar, her zaman onlara kendilerini
özel hissettirerek ulaşmayabilir. Reklamın kusursuz dünyasına meydan okuyan
distopik (anti-ütopik) söylem ile hazırlanmış reklamlar, korkudan ve tehditten
yararlanarak hedef kitleyi satın almaya yönlendirebilir. Konunun kuramsal
çerçevesinin ‘distopya’ kavramı ışığında ele alınması da böylesi bir
gereksinimden ortaya çıkmıştır. Temel itibariyle bu çalışmada tüketim
sistemiyle bağlantılandırılan distopya olgusunun ve distopik unsurların,
sembolik tüketim mekanizmasının ana çarklarından biri olarak kabul edilen
reklamlarda nasıl işlendiği gösterilmeye çalışılmaktadır. Bu çerçevede
“Reklamda Distopik Çerçeve” nin ortaya koyduğu distopik bileşenler açıklanmış ve
ülkemizde yayınlanan TV reklam spotları incelenmiştir. Televizyon ortamında
yayınlanan reklamlara yönelik nitel araştırma yöntemi altında, söylem analizi
anlayışı benimsenmiştir. Elde edilen verilere göre, reklamcılıktaki distopik
çerçeveyi oluşturan unsurların televizyon reklamlarında görsel ve dilsel
iletilerinde görüldüğü ve tüketimi pekiştirmek için kullanıldığı
doğrulanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 16 Şubat 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 31 |