Öz
Bu çalışma, annelerin kız çocuklarını algılayışlarını toplumsal cinsiyet bağlamında konu
edinmektedir. Araştırmada, annelerin kendi çocukluk deneyimlerine ait anlatılarına da yer
verilerek kız çocuğu kimliği sorgulamaya açılmış, bu yolla kız çocuğu kimliğine ait izlere,
kalıplaşmış rollere ve anlamlara ulaşılmaya çalışılmıştır. Toplumsal cinsiyet rollerini çocuğa
aktarmada önemli bir rolü olan annenin bakış açısının önemli olduğu düşünülerek araştırma
yalnızca onların görüşleriyle sınırlandırılmıştır. Ayrıca bu nitel çalışmanın verileri Mersin ilinde
yaşayan 10 kadın ile yüz yüze görüşmeler aracılığıyla toplanmış olup betimsel analiz tekniği ile
yorumlanmıştır. Araştırma sonucunda, kadınların kız çocuklarını duygusal kişiler olarak
gördüklerini ortaya koymuştur. Annelerin bir kısmı, kız çocuklarının duygusal olmalarına destek
vererek onları “naif” ve “kırılgan” yetiştirmeye devam ederken, diğer kesim kız çocuklarının
duygusal olduklarını ancak bunun kırılgan olmalarıyla eşdeğer olmadığını söylemiş ve toplumsal
cinsiyet rollerinin üretimine karşı duruş sergilemiştir. Ayrıca, genel olarak anneler, kız
çocuklarını bir hayat sigortası olarak görmüş ve onları bakım işlerinden sorumlu tutmuştur.
Dolayısıyla annelerin gözünden kız çocukları, duygusal destek sağlayan, ev işlerine yardımcı
olan, anlayışlı kişiler olarak tanımlanmıştır. Annelerin kendi kız çocukluğu deneyimlerine
bakıldığında, benzer toplumsal cinsiyet kodlarına maruz kaldıkları görülmektedir. Her ne kadar
anneler, kendi deneyimlerine oranla “yumuşamış” aktarımlar gerçekleştiriyor olsalar dahi, kendi
öğrendiklerinin ve deneyimlerinin toplumsal cinsiyet üretiminde önemli bir yer tutmuş olduğu
görülmüştür.