Danimarkalı filozof Soren Kierkegaard (2003: 11), tıpkı insanlar gibi, kavramlarında geçmişleri olduğunu, onların da zamanın yıpratıcı etkileri karşısında en az insanlar kadar aciz kaldığını belirtir. Kierkegaard’ın söylediği gibi, Türkçedeki kadın kavramının da uzun, yüklü bir geçmişi vardır. Kavram, Türk dilinin ilk yazılı belgeleri olan Orhon Yazıtlarından itibaren Eski, Orta ve Yeni Türkçe dönemlerini aşıp günümüze dek varlığını sürdürmeyi başarabilmiş bir sözcüktür. Bu makalede, kadın sözcüğünün kavramsal anlamından hareketle hangi köklere dayandığı, ilk olarak nasıl bir anlam taşıdığı, süreç içerisinde nasıl bir biçim ve anlam değişikliği gösterdiği üzerinde durularak tarihsel metinlerin alt katmanlarındaki gizli temsillerin, sözlüklerin içine gömülü kalmış anlamların izi sürülecektir. Bu izin sürüldüğü yerler, kadın sözcüğünün örttükleriyle sınırlı olacaktır.
Kavrama yapılacak kazı çalışması, kadın kavramının tuzaklarla dolu olduğu ön kabulüne dayanmaktadır. Tuzağı, Derrida (2011: 58)’nın dediği gibi, doğanın değil de dilin içine gizlenmiş yapay düzenek olarak düşündüğümüzde, kadın kavramındaki tuzağın dilsel ayrımcılık içerdiğini söyleyebiliriz. Tuzağı boşa çıkarabilmek için kadın sözcüğünün çözümlemesi yapılarak sözcüğünün kökeninde ve kavramsal anlamında kendini gösteren ama gözden kaçırılmış olan dilsel dolayısıyla kültürel adaletsizlik açık edilecektir.
Даниялық философ Сорен Киеркеардтың айтуынша, адамдар өз тұжырымдамаларында тарихқа ие және өздерінің уақытты жоғалтатын әсеріне қарамастан, әлсіз. Киеркеардтың ойынша, түркі тіліндегі «қатын» тұжырымдамасы – ұзаққа созылған сөз. Тұжырымдама түркі тілінің алғашқы жазбаша құжаттары Орхон жазуларында болғандықтан, ескі, орта және жаңа түрік дәуірі мен күнделікті өмірін сақтап қалды. Бұл мақалада «қатын» сөзінің мағына жағынан шығу тегі, алғашқы мағынасы, үдеріс кезінде мағынасының қандай қалыпта өзгергендігін көрсететін тарихи мәтіндерге назар аударып, ғылыми талдау жасалған.
The Danish philosopher Soren Kierkegaard (2003: 11) states that, just like humans, they are past in their concepts and that they are as weak as humans in the face of their time-consuming effects. As Kierkegaard has said, the concept of woman in the Turkic is also a long, burgeoning past. The concept is a word that has survived the old, middle, and new Turkish periods since the Orkhon Inscriptions, the first written documents of the Turkish language, and has been able to maintain its existence on a daily basis. In this article, the meaning of the meanings buried in the hidden representations and dictionaries in the lower layers of the historical texts will be put forward by focusing on what roots, what kind of meaning and the way in which the word of the woman shows conceptual change. The places where these permits are issued will be limited by the coverage of your spoken word. The excavation to understand is based on the assumption that the concept of women is full of traps. We can say that the trappings of the concept of women include linguistic discrimination when we think of it as artificial apparatus hidden in the language, not nature, as Derrida (Derrida, 2011: 58) said. In order to wipe out the salvation, the word of the woman will be analyzed and the cultural injustice will be revealed at the root of the word and in the conceptual sense, but because of the missed language.
Согласно датского философа Сорена Герхарда, человек в своих заключениях опирается на историю и несмотря на влияние, оказываемое потерянным временем, не имеет силы. А определение понятия женщины в турецком языке потребует довольно много времени. Это понятие сохранилось с древних времен, с первых письменных источников – Орхон-Енисейских памятников, и имеется во всех периодах развития турецкого языка. В статье рассказывается о генезисе понятия женщины, первоначальном значении слова и его изменении в историческом процессе. Исследование проводится на основе научного анализа исторических текстов.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 89 |