Bu çalışma, Yona Friedman’ın mimarlığa bakış açısı ve fikirlerinin günümüzdeki ve gelecekteki olası yeri ve önemine vurgu yaparak, mevcut mimari düzene eleştirel bir yaklaşım sergilemektedir. Friedman’ın Mobil Mimarlık Teorisi, mimarlıkta süreç ve deneyimin sonuçtan daha önemli olduğu savı üzerine kurulmuştur. Teoriyi en iyi yansıtan projelerden biri olan Uzamsal Kent projesi çalışma kapsamında kuramsal ve mimari öğeler bağlamında incelenmiştir. Friedman, mimarlığa estetik kaygılarla değil, sosyal gerçeklikler bağlamında yaklaşmaktadır. Mimar veya kent planlamacısı tarafından tasarlanmış, bir bakıma dayatılmış bir mimarinin, kullanıcı tatmini barındırmadığı ve ekonomik bakımlardan sürdürülebilir bir yaklaşım sergilemediği durumlar ortaya çıkabilmektedir. Mimar, tasarlamış olduğu proje ile kullanıcının mevcut ihtiyaçlarını karşılasa dahi, gelecekteki ihtiyaçlarını önceden öngörmesi mümkün değildir. Bu durum kullanıcı sayısı arttıkça, mimar açısından daha da imkansız bir hale gelmektedir. Yona Friedman bu sorunsala alternatif bir çözüm üretmiştir. Kullanıcının öngörülemezliğini temel alan Friedman, kullanıcının, mimari süreçlere dahil edilmesini ve mimarın rolünün değişmesinin gerektiğini öne sürmektedir. Buna göre, mimari süreçlerde tüm yetki ve kontrolün mimardan ziyade, deneyimi yaşayacak olan kullanıcıya verilmesi fikri önem kazanmaktadır. Özetle, her insanın kendi yaşadığı çevreye, mimari bağlamda müdahale edebilme hakkına sahip olmasının gerekliliği vurgulanmaktadır. Mimari süreci önceleyen Friedman’ın Mobil Mimarlık Teorisi, küresel ölçekte günümüz ve gelecekteki problemlere potansiyel çözümler barındıran sürdürülebilir ve zamansız bir mimari anlayış olduğu söylenebilir.
Yona Friedman mimari süreç kullanıcı öngörülemezliği mobil mimarlık teorisi uzamsal kent
This article demonstrates a critical approach to the current architectural approaches with Friedman's perspective and focuses on the current and future anticipations. In Friedman’s Mobile Architecture Theory, process and experience in architecture is more important than the result. The Spatial City project which is one of the most well-known examples of mobile architecture is examined with its theory and architectural elements. Friedman explains architecture with social reality, not with aesthetic concerns. An architecture which is designed only by an architect may not end up with user satisfaction and may cause economical consequences. Even if the architect meets the current needs of the user with the pre-determined design, it’s not possible to foresee future needs. This situation becomes even impossible if the number of users increases. Friedman has an alternative solution for these problems. Based on the unpredictability of the user, Friedman's theory states that the user should be involved in architectural processes and the roles of architects should change. Accordingly, the idea of bringing the user in an authoritarian position becomes important. In this context, every individual should have the right to have a role in designing their architectural environment. Focusing on the process rather than the result, Mobile Architecture Theory can be considered as a sustainable and timeless architectural approach that has possible solutions to today's capital / global world and possible future problems.
Yona Friedman architectural process user unpredictability mobile architecture theory the spatial city
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Mimarlık |
Bölüm | Tartışma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Temmuz 2020 |
Kabul Tarihi | 26 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 1 Sayı: 2 |