Sadik Vicdani is an important writer and sufi who witnessed the last period of the Ottoman Empire and the first years of the Republic of Turkey. He worked as a correspondent, editor, and chief clerk in official institutions and also worked as a writer in the provincial newspapers of the cities he went to due to his assignments. He resided in cities such as Kastamonu, Görice, Kosovo, Basra, Manastır, Trabzon, Ankara, Bursa, Aydın and Istanbul. In the archive documents we examined, it is seen that he attracted the attention of his superiors with both his personality and his successes in his profession. Vicdani states that he wrote the work with a spiritual feeling coming from within and that he designed a collection that included the chains of all the orders. This collection will consist of two parts, Kamus-ı Turuk-ı Aliyye, which includes terminology, and Tomar-ı Turuk-ı ‘Aliyye, which includes the chains of the orders. However, he could not complete the collection due to some reasons that he did not explain. Instead, he was able to complete his work called Tomâr-ı Turuk-ı ‘Aliyye, which consists of four books (Melâmiyye, Kâdiriyye, Halvetiyye, Sufî and Tasavvuf). Based on the information provided by Sadık Vicdani, his work named Tomar-ı Turuk-ı Aliyye, which was mentioned in this article, will be examined. The importance of the work in terms of the history of Tasawwuf is that it provides important information about widespread orders such as the Melâmiyye, Qâdiriyye and Halvetiyye, many Sufi issues and concepts, and that it constitutes a source for both its own period and the period after it. In addition, the collection can be considered an academic study because it evaluates the information Vicdânî acquired, includes corrections, and states his own preferences when he encounters contradictory statements.
Sâdık Vicdânî, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemine ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarına şahitlik etmiş hatrı sayılır bir müellif ve sûfîdir. Mektupçuluk, tahrirat müdürlüğü, başkatiplik yaparak devlet dairelerinde görev alma imkânı bulmuştur. Aynı zamanda tayinleri sebebiyle Kastamonu, Görice, Kosova, Basra, Manastır, Trabzon, Ankara, Bursa, Aydın ve İstanbul gibi şehirlerde ikamet ettiğinden bu şehirlerin vilayet gazetelerinde muharrirlik yapmıştır. Arşiv belgeleri dikkate alındığında onun hem karakteriyle hem de mesleğindeki başarılarıyla âmirlerinin dikkatini çektiği görülmektedir. Sâdık Vicdânî manevi bir işaretle bütün tarikatların silsilelerini ihtiva eden bir külliyat tasarladığını belirtmektedir. Bu külliyat ıstılahları içeren Kamus-ı Turuk-ı Aliyye ve tarikat silsilelerinin olduğu ve Tomâr-ı Turuk-ı ‘Aliyye adını verdiği iki kısımdan oluşacaktır. Ancak açıklamadığı bazı sebeplerden dolayı sadece dört kitaptan oluşan (Melâmiyye, Kâdiriyye, Halvetiyye, Sûfî ve Tasavvuf) Tomâr-ı Turuk-ı ‘Aliyye isimli çalışmasını tamamlayabilmiştir. Sâdık Vicdânî’nin sunduğu bilgilerden hareketle bu makalede bahsi geçen Tomâr-ı Turuk-ı Aliyye isimli eseri incelenmeye çalışılacaktır. Eserin tasavvuf tarihi açısından önemi ise Melâmiyye, Kâdiriyye ve Halvetiyye gibi yaygın olan tarikatlar, pek çok tasavvufî mesele ve kavramlar hakkında önemli bilgiler sunması ve hem kendi dönemine hem kendisinden sonraki döneme kaynaklık teşkil etmesidir. Ayrıca külliyat, Vicdânî’nin edindiği malumatı değerlendirmesi, tashihlere yer vermesi ve çelişkili ifadelerle karşılaştığında kendi tercihini belirtmesi hasebiyle akademik bir çalışma olarak kabul edilebilir.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Dini Araştırmalar (Diğer) |
| Bölüm | Araştırma Makaleleri |
| Yazarlar | |
| Erken Görünüm Tarihi | 26 Haziran 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 21 Ocak 2025 |
| Kabul Tarihi | 25 Haziran 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 21 |