Oliver Sacks nörolojinin özneye yabancı ve mekanik bir hale evrildiğinin endişesini taşımaktadır: “İnsan öznesinden yana daha zengince olan klinik hikâyeler, 19. yüzyılda en üst noktasına ulaşmıştır ve kişilerden soyutlanmış nöroloji biliminin ortaya çıkmasıyla birlikte bu hikâyeler de yok olmuştur.” (1985: 12). Bu şekilde bir yaklaşımın pratisyenin hastaya olan anlayışını kısıtlayacağını da öne süren Sacks, “Karısını Şapka Sanan Adam” (1985) ismini verdiği derlemesinde, 1973 tarihli “Uyanışlar” eserinde yaptığına benzer olarak, 24 hastasının klinik nörolojik durumlarına “öznel deneyimler” çerçevesinde odaklanmıştır. Her hastasının mücadelesini hem fizyolojik hem de psikolojik olarak gözler önüne sermek isteyen Sacks, hekimlerin klasik tekniklerinin tıkandığı noktalarda, yenilikçi yöntemlerle hastalarına yardımcı olmaya çabalamıştır. Örneğin doğuştan görmeyen, beyin felci olan, iki eli de istem dışı hareket eden (atetoz) ve ellerini “hamur parçaları” gibi hareketsiz, işe yaramaz, durgun algılayan hastası Madeleine J.’yi tedavi etme çabası bize bu yenilikçi yöntemleri anlamada yardımcı olabilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Kitap İncelemeleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 28 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 2 Sayı: 4 |