Kent kavramının, mekânsal sınırların dönüşümüyle farklı bir tanımlamaya gereksinim duyacağı açıktır. Mimari kapsamda kent, mekân, yer, ortam ve bağlam gibi kavramlarda anlam dönüşümü yaşanabilecektir. Sosyolojik açıdan bakıldığında kolektif birliktelik ortamına altlık hazırlayan kentler, yeni sanal mekânlarda buna gereksinim duymadan yeni bir kolektif şehir hakkına sahip olabilecektir. Eski veya gerçek diye adlandırılan kentteki birçok mekânsa gerek fiziksel kullanım gerek sosyolojik anlam olarak yerini boşluklara bırakabilecektir. Bu çalışma kapsamında yeni şehir hakkı kavramına erişim sürecindeki mekânsal anlam dönüşümleri, Siegfried Kracauer’in görüşlerinden yararlanılarak Pleasantville (Yaşamın Renkleri) filminin okunmasıyla bir doküman analizi yapılmıştır. Kracauer’in modernizm mekânları üzerine görüşleri, maddesellik ve evsizlik formu kavramları hem kendi dönemi içerisinde hem de günümüz bağlamında irdelenmiştir. Bu içerikteki eleştiri metinleri, kitaplar ve filmler doküman analizinin bileşenlerini oluşturmuştur. Sosyolojik açıdan kolektif farkındalık dönemine tanıklık ettiren film aracılığıyla, günümüze ve geleceğe ilişkin yeni şehir hakkı arayışını tartışmak amaçlanmıştır. İçinde bulunulan kırılma dönemini öncekilerden ayıran durum alternatif bir sanal ortamın yeni kentsel mekân oluşumuna zemin hazırlıyor oluşudur. Dolayısıyla tamamen yeni bir düzenin, yaşantının ve belleğin gelişimini gözlemlemek ve bunlara ilişkin bileşenlerin yeniden tanımlanması söz konusudur. Olası yeni mekânların yeni haklara gereksinim duyabileceği; bu hakların sanal veya gerçek ortam ayırt etmeksizin kolektif bir aradalıklar olmadan etken olabilmesinin güçlüğü üzerinden tartışmanın değerlendirmesi tamamlanmıştır.
Gerçeklik Sanal Ortam Şehir Hakkı Kolektif Yaklaşım Pleasantville
It is evident that the changing spatial boundaries necessitate a redefinition of the concept of the city. In the architectural context, this transformation can be observed in various notions, including the city, space, place, environment, and context. From a sociological perspective, cities that facilitate a collective environment can establish a new collective city without the need for virtual spaces. The physical and sociological meanings of many urban spaces, deemed old or real, are likely to be substituted in the course of this transformation. This study examines the changes in spatial meaning during the adoption of the new concept of the right to the city, by analyzing the film Pleasantville through the lens of Siegfried Kracauer's views. The examination focuses on Kracauer's perspectives on modernism spaces, materiality, and homelessness, both during his era and in today's context. The document analysis includes critical texts, books, and films. The purpose of this analysis is to explore the pursuit of a new right to the city in the present and future from a sociological perspective, considering the film as a witness to a period of collective awareness. The current transformation period is different from previous ones in that an alternative virtual environment is paving the way for a new urban space. Consequently, it is necessary to observe the development of a completely new order, experience, and memory, and redefine the components that relate to them. The emergence of new spaces may demand new rights. However, the evaluation of this discussion concludes that these rights may not be effective without collective associations, regardless of the environment, virtual or real.
Reality Virtual Environment Right to the City Collective Approach Pleasantville
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Mimari Tasarım |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |