Müslümanlar İslam’ın kendine özgün tarih tasavvurunun yanı sıra kadim medeniyet havzalarındaki birikimini tevarüs ederek tarih yazıcılığını daha sistemli ve metodolojik bir hale getirmişlerdir. 7-10. asırda teşekkül eden tarih yazıcılığı Hulefâ-yi Râşidîn, Emevîler, Abbâsîler, Sâmânîler ve Gazneliler dönemlerinde İran bölgesindeki insanlar ve tarih birikimiyle birlikte şekillenmiştir. Bu sayede İran havzasının tarih yazıcılığı da değişmiş ve gelişmiştir. Ancak havzanın asıl etkisi ve katkısı, tarih yazıcılığının gelişimini sürdürdüğü 11-18. asırlarda gerçekleşmiştir. Bu dönemde havzada Selçuklular, Hârizmşahlar, İlhanlılar ve Timurlular, Arapçanın yanı sıra Farsça ile lisanî bir zenginlik oluşturmuşlar ve tarih yazıcılığının gelişimini daha da derinleştirmişlerdir. Ancak özellikle Safevîler, Afşarlılar, Zendler, Kaçarlar ve Pehlevîler dönemlerinde tarih yazıcılığında Farsçanın hâkim dil olması ve Şiâ’nın tarih yazıcılığının merkezine yerleşmesi ile yeni bir istikamet belirlemiştir. Bu çalışmanın temel önemi İran havzasında tarih yazıcılığının bütününü Müslümanların havzada gelişim gösteren katkısını ve etkisini bütünlüklü ve derinlikli bir şekilde ortaya koyma adımını atmasıdır. Bu çalışmanın amaçları arasında ülkemizde İran havzasına yönelik gelişim gösteren ilgiyi güçlendirmek ve özellikle hem mezhebî yaklaşım ve kurgudan hem de modern daraltıcı ve dönüştürücü durumdan uzaklaşmış olarak havzaya daha sahih ve makul bakabilmeyi temin etmek vardır. Çalışmada kullanılan yönteme gelince, İran havzasında sayısı onu aşan mezkûr hanedanlar üzerinden tarih yazıcılığı süreci takip edilmiş, bu hanedanlarda yaşayan dört yüzün üzerinde tarihçi ve eserleri tek tek belirtilmiş ve eserlerin türü, usûlü ve etkileri tartışılmıştır. Sonuçta İran’da bugün var olan mezhebî ve modern daralmadan ve dönüşümden kurtuluşu temin edecek olan potansiyelin yine Müslümanların tarih yazıcılığı ilkeleri, tecrübeleri ve birikimlerinin olduğu gün yüzüne çıkarılmıştır.
Muslims made historiography more systematic and methodical by inheriting Islam's unique conception of history and its accumulation in ancient civilizational basins. The historiography formed in the 7th to 10th centuries was shaped by the people and historical accumulation in the Iranian region during the periods of Rashidun Caliphate, Umayyads, Abbāsids, Sāmānids, and Ghaznavids. In this way, the historiography of the Iranian basin also changed and developed. However, the main impact and contribution of the basin was realized in the 11th-18th centuries, when historiography continued to develop. During this period, the Seljuks, Khwarizm Shahs, Ilkhanids, and Timurids in the basin created a linguistic richness with Persian as well as Arabic and further deepened the development of historiography. However, especially during the Safavid, Afsharid, Zend, Qajar, and Pahlavi periods, Persian became the dominant language of historiography and Shi'ism became the center of historiography, which set a new direction. The main significance of this study is that it takes the step of presenting the whole historiography in the Iranian basin in a holistic and in-depth way to reveal the contribution and influence of Muslims in the basin. Among the aims of this study is to strengthen the developing interest in the Iranian Basin in our country and to ensure a more authentic and reasonable view of the Basin, especially away from both sectarian perceptions and constructs and modern narrowing and transforming approaches. As for the methodology used in the study, the process of historiography in the Iranian basin has been followed through more than ten dynasties, more than four hundred historians who lived in these dynasties and their works have been mentioned one by one, and their genres, methods and effects have been discussed. As a result, it has been revealed that the potential that will provide a way out of the sectarian and modern contraction and transformation exists.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Araştırmaları (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 25 Haziran 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 27 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 1 Şubat 2025 |
Kabul Tarihi | 21 Mayıs 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 25 |