İngiliz tiyatro geleneğinin oluşumunda, yazarların yabancı etkileri bire bir uygulamaktan kaçındı- karı görülür. İngiliz tiyatrosuna ilişkin özellikler yanında yazarların kişisel yaklaşımları da, yabancı et- kilerin bir oranda dönüştürülerek, ortaya özgün biçimler çıkarılmasını sağlamıştır. Shakespeare’in “yer, zaman, olay birliği” ve “tür birliği” kurallarına uymayışı buna örnektir. Restorasyon döneminde, yüzyıllardır bilinen “töre komedisi”nin İngilizlere özgü “nükteli söyleşim”lerle zenginleştirilmesi, 18. yüzyılın “kahramanlık dramı” ve “duygusal komedi” türlerinin başka oyunlar yoluyla hicvedilmesi, 19. yüzyılın sonlarında Oscar Wilde’ın İngiliz töre komedisini, toplumda moda olan davranış biçimlerini eleştirme adına ters amaçlı olarak kullanması, İngiliz yazarların kullandıkları dram türlerine her aşamada yenilik getirme çabalarının göstergesidir. İkinci Dünya Savaşı sonrası yazarlarından John Osborne ve Arnold Wesker’ın retorik söylevleri sıradan karakterlerin konuşmalarında uygulaması, John Arden’in “Musgrave’in Dansı” oyununda Shakespeare ve Brecht’in tiyatro söylemlerini buluşturması, Harold Pinter’ın absürd tiyatro teknikleri ile yeni-doğalcı dramı buluşturması, Peter Shaffer’in ve Carol Churchill’in kendilerine özgü yaklaşımlar kullanarak oyunlarında “tanıdık” durumları’ “yabancı” kılmaları yoluyla da “kural” her zaman “kural dışı” kullanımlarla yeni ve farklı olana açılmıştır. Aynı özellik, İngiliz tiyatrosunun, “norm”lardan saparak “yenilik kotarma” geleneğini tiyatroyu postmodernleştirme yolunda “oyunsu” bir yaklaşımla değerlendiren Tom Stoppard’ın yapıtlarında da gözlemlenmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2005 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: 1 Sayı: 3 |