2001 yılında Dünya Ticaret Merkezi Kuleleri’nin yıkılması dünya tarihinde yeni bir dönem açmıştır. Küresel bir işaret olarak, 11 Eylül saldırılarını takip eden dönem sadece Amerika Birleşik Devletleri’ne değil, bilhassa Afganistan, Irak, Suriye ve Pakistan gibi bazı Asya ülkelerine daha tedirginlik vermiştir. Hakim olan enkaz görüntüsü, kısa süre sonra Amerikan hükümetinin teröre karşı savaş başlatma yönündeki savunmacı tavrıyla şekillenip yeniden yorumlanmıştır. Amerikan anlayışı çerçevesinde demokratik yollarla etkili bir güvenlik politikasının desteklenmesinin yanında gözetim önlemleri de artırılmış ve bu durum Guantanamo Körfezi’ndeki X-Ray Kampı’nın insanlık dışı bırakmaya hizmet eden kötü şöhrete kavuşmasına sebep olmuştur. Bu makale, 11 Eylül’den yola çıkarak, 11 Eylül sonrası Guantanamo’daki tutuklu kampının, aynı adı taşıyan Camp X-Ray (2014) filminde yeniden anlatılan versiyonunda, özellikle farklılık söz konusu olduğunda insanlık dışı bırakıcı tutumlardan kaçınmayan ulusun temel iktidar söylemine odaklanarak analiz etmeyi amaçlamaktadır. Hapishane sisteminin aksine, Guantanamo’da tutuklular için kurulan kamp, kişinin bireyselliğini silip yerine sonsuz bir hiçlik koymaktadır. Ayrıca bu, Amerika'nın 11 Eylül’den sonraki ruh halini de ortaya çıkarmaktadır.
11 Eylül tutuklu kampı teröre karşı savaş insanlık dışı bırakma Guantanamo Amerika'nın ruh hali
The collapse of the World Trade Center Towers in 2001 opened a new era in world history. As a global mark, the period that followed the September 11 attacks brought more unease not only to the United States but to several countries with special damages to some Asian countries such as Afghanistan, Iraq, Syria, and Pakistan. The dominating debris image was soon shaped and reinterpreted by the defensive attitude of the American government to launch a war against terror. Besides promoting an effective security policy by democratic means in the American sense, surveillance measures were also heightened, making Camp X-Ray in Guantanamo Bay notorious for its dehumanizing service. Taking its departure from September 11, this paper aims to analyze the detainee camp in Guantanamo post-9/11 in its retold version in the film with the same name Camp X-Ray (2014) with a focus on the nation’s foundational rhetoric of power that does not abstain from dehumanizing attitudes. Unlike the prison system, the camp in Guantanamo for the detainees erases one’s individuality and offers endless nothingness for the one inside. Also, this reveals America’s psyche after 9/11.
9/11 detention camp war on terror dehumanization Guantanamo America's psyche
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Kültürel çalışmalar |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 17 Sayı: 1 |
Çankaya University Journal of Humanities and Social Sciences
İletişim | Communication: e-mail: mkirca@gmail.com | mkirca@cankaya.edu.tr
http://cujhss.cankaya.edu.tr/about-the-journal
Çankaya University Journal of Humanities and Social Sciences Dergisi ulusal ve uluslararası
araştırma ve derleme makalelerini yayımlayan uluslararası süreli bir yayındır. Yılda iki
kez elektronik olarak yayımlanır (Haziran ve Aralık). Derginin yayın dili İngilizcedir.
CUJHSS, ISSN 1309-6761
cujhss.cankaya.edu.tr