20. Yüzyılın sonunda Sosyalist Bloğun dağılmasıyla Post-Sovyet coğrafyasında bazı değişimler yaşanmıştır. Bu değişimlerin başında, Avrasya bölgesinde yeni ve bağımsız devletlerin ortaya çıkması örnek olarak gösterilebilir. Bu devletlerden birisi de Türkmenistan Cumhuriyeti olup, bağımsızlığını ilan etmesi ile başta Orta Asya, Hazar Havzası ve hatta Kafkasya’daki coğrafya, siyasi ve jeopolitik yapının yeniden şekillenmesine etkisi olmuştur.Her ne kadar soğuk savaş yılları sona ermiş olsa da Türkmenistan, yeni çıkar çatışmalarına sebep olabilecek bir coğrafyada yer almaktadır. Türkmenistan, bağımsızlık sonrası devlet kimliğini ve ulusal bütünlüğünü sağlayabilmek ve koruyabilmek için daimî tarafsızlık siyasetini bir dış politika unsuru olarak benimsemiştir. Özellikle dış politikada daimî tarafsızlık çerçevesinde hareket etmeye özen göstermiş, BM Genel Kurulunda alınan bir kararla Türkmenistan, “Daimi Tarafsız Ülke” statüsünü kazanmıştır.Türkmenistan’ın doğal ve enerji kaynakları açısından zengin olan bir bölgede yer alması, Hazar Havzasına kıyıdaş bir ülke olarak kendini enerji güvenliği ve politikalarında söz sahibi olarak görme isteği, uygulamayı amaçladığı tarafsızlık politikasının sorgulanmasına imkân vermiştir.Bu çalışmada, enerji politikaları açısından Türkmenistan’ın tarafsızlık statüsünün Rusya ve İran’a rağmen bölgesel realite ile bağdaşıp bağdaşmayacağı, bu statünün gerçek anlamda bölgesel olarak uygulanabilirliği konuları üzerinde durulmaktadır.
20. Following the dissolution of the Socialist Bloc at the end of the 20th century, the post-Soviet area went through a number of changes. First among these changes was the emergence of new and independent states in the Eurasian Region. One such state was the Republic of Turkmenistan, which, by declaring its independence, influenced the reshaping of the geographic, political, and geopolitical structure of Central Asia, Caspian Basin, and even Caucasus. However long ago the Cold War may have ended, Turkmenistan is situated in a region where new conflicts of interest could arise. Turkmenistan has adopted perpetual neutrality as a foreign policy staple in order to ensure and safeguard its post-independence state identity and national integrity. It has strived to act in a frame of permanent neutrality especially with regards to its foreign policy; and it has obtained the status of “Permanently Neutral Power” in a resolution adopted by the UN General Assembly. The fact that Turkmenistan sits in a region rich with natural and energy resources and its aspirations to having a say on energy security and policies as a riparian country of the Caspian Basin have paved the way for its policy of neutrality that it aims to implement to be questioned. This research focuses on whether Turkmenistan's neutrality status is compatible, despite Russia and Iran, with the regional reality with respect to energy policies and the regional applicability of this status in real terms.
Diğer ID | JA75SZ56GF |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2016 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 3 Sayı: 1 |
Çeşm-i Cihan: Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları E-Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Dergimiz aşağıdaki indeksler tarafından taranmaktadır: