The constituted nature of quiddity is one of the most problematic issues in the literature of Islamic thought, ranging from philosophical-theological texts to Sufi sources. The focal point of the issue consists of questions such as whether there is a principle that makes quiddities quiddities in themselves, whether the the agent’s influence is on quiddity, existence, or the quiddity-existence combination, and what the notion of “having been made” signifies in relation to quiddity. Although the Avicennian theory of essential causality lies in the background, the seeds of the controversy that later emerged in the historical process germinated in the Works of Fakhr al-Dīn al-Rāzī’. After al-Rāzī, Muslim thinkers such as ‘Aḍud al-Dīn al-Ījī, Sa‘d al-Dīn al-Taftāzānī, al-Sayyid al-Sharīf al-Jurjānī, and Shams al-Dīn Aḥmad Kemālpāshāzāde further expanded the problematic scope of the issue. Thus, the debate initiated by Fakhr al-Dīn al-Rāzī became one of the fundamental issues of Islamic thought in the following centuries and occupied an important place in the literature of kalām, philosophy, and Sufism. This article discusses the various arguments concerning the made-ness of quiddity in the tradition of Islamic thought from Fakhr al-Dīn al-Rāzī to Kemālpāshāzāde, together with the Avicennian background, and investigates the origins of the controversy surrounding this issue.
Mahiyetin kılınmışlığı, felsefî-kelamî metinlerden tutun da tasavvuf kaynaklarına kadar İslâm düşüncesi literatürünün en problematik konuları arasında yer alır. Meselenin odak noktasını, mahiyetleri kendinde mahiyet kılan bir ilkenin var olup olmadığı, failin tesirinin mahiyete mi, varlığa mı, yoksa mahiyet-varlık terkibine mi taalluk ettiği ve mahiyet için “kılınmışlık”ın ne anlama geldiği gibi sorular oluşturmaktadır. Her ne kadar arka planda İbn Sînâcı zatî sebeplik teorisi bulunsa da tarihsel süreçte meseleye dair ortaya çıkan ihtilafın tohumları Fahreddin er-Râzî’nin eserlerinde filizlenmiştir. Râzî’den sonra Adudüddin el-Îcî, Sa‘düddîn et-Teftâzânî, Seyyid Şerîf el-Cürcânî ve Şemseddin Ahmed Kemalpaşazâde gibi Müslüman düşünürler meselenin problem ağını genişletmişlerdir. Böylece Fahreddin er-Râzî’nin başlattığı tartışma, sonraki yüzyıllarda İslam düşüncesinin temel meselelerinden biri hâline gelerek kelâm, felsefe ve tasavvuf literatüründe önemli bir yer işgal etmiştir. Bu makale, Fahreddin er-Râzî’den Kemalpaşazâde’ye kadar İslam düşünce geleneğinde mahiyetin kılınmışlığına dair ortaya konulan çeşitli argümanları İbn Sînâcı arka planla birlikte ele almakta ve bu konuda tezahür eden ihtilafın kaynağına ilişkin bir soruşturma yapmaktadır.
Çalışmayı baştan sona okuyarak katkı sağlayan Hasan Akkanat’a ve Kemalpaşazâde’nin ibdâ‘î ca‘l–ihtirâ‘î ca‘l ayrımına dair açıklamalarıyla meseleyi daha iyi kavramama yardımcı olan Engin Erdem’e teşekkür ederim.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | İslam Felsefesi |
| Bölüm | Makaleler |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 3 Şubat 2025 |
| Kabul Tarihi | 19 Haziran 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 25 Sayı: 1 |