Yatırımlarda ve faaliyetlerde, doğa unsurunu dikkate alan ve bu sürekliliğe yardımcı olmaya çalışan Çevre Etki
Değerlendirme (ÇED) raporları, sadece Türkiye’de değil Dünya’da da önem kazanmaktadır. Stratejik Çevresel
Değerlendirme (SÇD) ise, çevre yönetimi için kullanılan araçlardan biri olan faaliyetler düzeyde uygulanan ÇED’in
bir ileri aşamasıdır ve makro düzeyde uygulanır. Dünyanın birçok yerinde plan ve program için SÇD uygulanmaya
başlanmıştır. Çünkü incelenen çoğu ÇED rapor ve projesinde, biyoçeşitlilikten ziyade getireceği ekonomik olanaklar
öncelikli olmuştur. En belirgin örneklerden biri, Romanya’daki Tisza nehrinde meydana gelen siyanür faciası ve 3 yıl
sonrasında hazırlanan ÇED raporudur. Rusya’da Sakhalin bölgesindeki petrol/doğal gaz boru hattı ÇED ve biyoçeşitlilik
yaklaşımı açısından incelenen başka bir olaydır. Proje aşamasında ÇED raporu doğrultusunda Western Grey Whale türü
dikkate alınarak projede değişikliğe gidilmiş böylece söz konusu türe olabilecek olumsuz etkiler minimuma indirilmiştir.
Türkiye’de de ÇED raporları açısından olumlu ve olumsuz örneklere rastlamak mümkündür. Hem STK’ları, hem yöre
halkı ve hem de basının takibinde olan Kaz Dağları (ÖKA)’ nda altın madeni arama faaliyetleri güncel bir örnektir. İğne
Ada’da uygulanan Biyolojik Çeşitlilik ve Doğal Kaynak Yönetim Projesi ise, haklı başarısını ortaya koymaktadır.
Bu çalışmada, incelenen rapor ve projelerle, ÇED-biyoçeşitlilik-ekonomiklik açısından, Türkiye ve diğer ülkeler
karşılaştırılmıştır. Son yıllarda ekonomik önceliğin, doğal hayat ve biyoçeşitlilikten ne yazık ki daha önemli olması
araştırmanın çıkış noktasıdır. Başarılı örneklere rastlanması ve çevre bilincinin giderek artması, biyoçeşitliliği ve doğal
kaynakları koruma adına umut vericidir. Türkiye’de yapılan ve yapılacak olan ÇED projeleri ile devamı sağlanacak
biyolojik zenginliğin, ancak ciddi denetimler ve caydırıcı cezalarla, mümkün olabileceği öngörülmektedir. Artık
ekolojik yaptırımlar, ekonomik yaptırımların önüne geçmelidir.
Environmental impact assessment (EIA) reports, which take nature factor into consideration and tries to help this
continuance, became important in Turkey but also became important in the world. Strategic Environmental Assessment
(SEA) is a more advanced step than EIA and it is applied at macro-level. For plans and programs, SEA is begun to be
applied in many places on the world. In most of analyzed EIA reports, economical opportunities are more important
than biodiversity. According to this topic, one of the most important example is Cyadine Disaster, which took place in
Romania, of which EIA report is prepared 3 years after the accident. Oil and gas pipeline in Russia at Sakhalin region
is another event analyzed in term of biodiversity approach and EIA. During the project phase, according to EIA report,
to minimize the negative impacts on the Western Grey Whale some alterations have been made. In Turkey it is also
possible to see some negative and positive events about EIA. Another example is, Gold mining research activities at Kaz
Mountains, which are followed by the press, environmental organizations and local communities, is an actual example.
Biodiversity and Natural Source Management Project applied in İğneada however, earned its right success.
In this study, with analyzed EIA reports and projects, Turkey and other countries are compared in terms of EIA,
biodiversity and economics. In recent years economical development has become, unfortunately, more important
than biodiversity and this is originating point of this study. Coinciding with successful examples and increasing of
environmental consciousness are hopeful improvements in term of protecting biodiversity and natural sources. It is
predicted that biological richness, of which continuance will be provided by EIA’s which were done and will be done
in Turkey, will be possible with serious controls and dissuasive punishments. Henceforth ecological sanctions must be
more important than economic sanctions.
Other ID | JA42YE83MU |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | July 1, 2008 |
Published in Issue | Year 2008 Year: 2008 Issue: 2 |