The products of the Buddhist period, which have the largest share among Old Uyghur literature, consist mainly of works that have the mission of teaching and establishing the teachings of Buddhism in society as a religious-didactic identity. These teachings have been presented in the texts in the form of stories and narratives that develop around certain plots. Among the Buddhist teachings discussed in the texts, the Skt. ahiṃsā, the principle of ‘non-harming’ and ‘non-killing’, generally applies to every element that a monk sees with the naked eye, but also to every element of the ecological order and the environment. In addition, almost every story that develops around Buddhist literature has an animal character with a sacred identity and a spiritual role. It appears especially in fictional stories called jataka, in which the Buddha or Boddhisattvas are depicted in animal form. The phenomenon of environmentalism is depicted in a multidimensional way with this ahiṃsā. In these stories, the Old Uyghur y(a)rlıkançuçı köŋül is used as a principle of Buddhism. This term can be translated as ‘compassionate heart, consciousness’, but in fact it is the concept of ‘compassion’. ‘Compassion’, one of the most important teachings of Buddhism, is also linked to the formation of ecological consciousness and a return to moral and spiritual values and codes of behaviour that aim to achieve harmony between human beings and nature, society, and the environment. In this study, it is tried to reveal the construction and processing of the concept of ‘compassion’ in the ecological context through Buddhism in Old Uyghur literature.
Eski Uygur yazını arasında en çok pay sahibi olan Budist muhitin ürünleri, esasen dinî-didaktik kimlikte Budizm’in öğretilerini topluma öğretmeyi ve yerleştirmeyi misyon edinmiş eserlerden oluşmaktadır. Sözü edilen bu öğretiler, eserlere belli hikâye ve anlatılar etrafında gelişen olay örgüleri ile sunulmuştur. Eserlerde işlenen Budist öğretiler arasında Skr. ahiṃsā anlayışı yani ‘zarar vermeme’ ve ‘öldürmeme’ ilkesi, genel itibariyle bir keşişin çıplak gözle gördüğü her unsura aitken ekolojik düzene ve çevreye ait her unsur için de geçerli olmuştur. Bunun yanında, Budist yazın etrafında gelişen hemen her hikâyenin kutsal bir kimlikte, ruhani bir rolü olan hayvan kahramanı bulunmaktadır. Özellikle jataka ismi verilen ve hayvan biçimindeki Buddha’nın ya da Boddhisattvaların işlendiği kurgusal hikâyelerde karşımıza çıkan çevrecilik olgusu bu ahiṃsā ile birlikte çok boyutlu bir şekilde tasvir edilmiştir. Bu hikâyelerde de Budizm’in bir gereği olarak Eski Uygurca y(a)rlıkançuçı köŋül terimi işlenmektedir. Bu terim doğrudan aktarım ile ‘merhametli gönül, bilinç’ gibi anlamlara geleceği gibi esasen “merhamet” kavramını karşılamaktadır. Budizm’in en önemli öğretilerinden biri olan “merhamet”, ekolojik bilincin oluşumuyla insan ile doğa, toplum ve çevre arasında uyum sağlamayı amaçlayan ahlaki ve manevi değerlere, davranış kurallarına dönüşle de bağlantılıdır. Bu çalışmada, Eski Uygur edebiyatında Budizm üzerinden “merhamet” kavramının ekolojik bağlamda inşası ve işlenişi ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Eski Türk Dili (Orhun, Uygur, Karahanlı) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 21 Mart 2025 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 27 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 8 Mart 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 31 |
Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayrıTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC-ND 4.0) ile lisanslanmıştır.