Amaç: Adenoid kistik karsinom tüm baş boyun maligniteleri içinde %1 oranında ve
tüm tükürük bezi maligniteleri arasında %10 oranında en sık 6.-7. dekadlarda görülür. Daha yüksek oranda kadınlarda ve sıklıka baş ve boyun bölgesinde görülür. Günümüzde ACC'nin ana tedavisi cerrahidir. Bu vaka raporu, adenoid kistik karsinom (ACC) nedeniyle hemi-maksillektomi yapılan bir hastanın implant destekli obturatör ile rehabilitasyonunu anlatmaktadır.
Olgu: 67 yaşında kadın hasta protetik rehabilitasyon için kliniğimize başvurmuştur. Hasta daha önce başka bir merkezde adenoid kistik karsinom nedeniyle sağ üst çene hemi-maksillektomi operasyonu geçirmiştir. Hastaya implant destekli obturatör tedavisi planlanmıştır. Hastaya dört tane maksillaya ve iki tane mandibulaya olmak üzere toplam altı adet implant yerleştirilmiştir. İmplantların osseointegrasyonunun tamamlanmasının ardından hastaya dental implantlarla desteklenen bir obturatör protez yapılmıştır . Hasta dört yıldır takip edilmektedir. Bu süre zarfında birçok kez implantlar başarısız olmuş, yerlerine yeni implantlar yerleştirilmiştir. Obturatör yenilenmemiş, iki kez yeni implantalara adapte edilerek kullanılmıştır. Hasta dört yıl geçmesine rağmen implant destekli obturatörünü kullanmaya devam etmektedir.
Sonuç: İmplant destekli obturatörler bu tür rezektif cerrahilerin rehabilitasyonu için iyi bir seçenektir. Hastanın kaybolan konuşma, çiğneme gibi fonksiyonlarını iyi bir şekilde rehabilite ederler.
Objective: Adenoid cystic carcinoma is 1% among all head and neck malignancies, 10%
among all salivary gland malignancies, the most common 6-7 decade. It is seen in women
more frequently and often in the head and neck parts.Nowadays,the main treatment of ACC
is surgery. This case report presents the rehabilitation of a patient with an implant-supported
obturator following maxillary hemi-section due to adenoid cystic carcinoma(ACC).
Case: The 67-year-old female patient applied to our clinic for prosthetic rehabilitation. The
patient had previously undergone right hemi-maxillectomy for adenoid cystic carcinoma in
another center. Implant supported obturator treatment was planned for the patient. A total
of six implants were placed, four in the maxilla and two in the mandible. After the implant
osseointegration was completed, an obturator which was supported by the dental implants was
applied. The patient has been followed up for four year. During this period, many time implants
failed. New implants were placed instead of them. The obturator has not been completely
renewed, it has been adjusted twice by making changes in it. The patient still uses her implant
supported obturator even after four years.
Conclusion: Implant supported obturators are a good option for the treatment of such resective
surgeries. They rehabilitate the patient’s lost functions such as speech and chewing well.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Ağız, Yüz ve Çene Cerrahisi |
Bölüm | Vaka Raporu |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 15 Mayıs 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 19 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 3 Sayı: 2 |
Creative Common EJOMS Lisansı ©️ 2024 Ağız ve Çene-Yüz Cerrahisi Birliği Derneği tarafından
Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International" lisansıyla lisanslanmıştır