Rosanvallon’un tabiriyle “refah devleti hasta”. Peki ama bu hastalık nasıl teşhis edilebilir? Ona göre hastalığın teşhisini koymak kolaydır. Sanayileşmiş ülkelerin tamamına yakınının son yirmi yılda finansman sorunu yaşamalarının temel nedeni sağlık ve sosyal harcamalarının, gelirlerden çok daha hızlı bir şekilde artması. Bütçe açıklarını kapatmanın tek yolu ise zorunlu kesintileri artırmaktır.
Yazar eserinde Fransa’daki ekonomik durumu göz
önüne alarak aslında Fransa’nın bu krizden kurtulma yollarının neler olacağını
açıklamış ve bu krizi yaşayan veya yaşaması muhtemel ülkelerin yapmaları
gereken olguları sıralamıştır. Fakat esere geniş bir perspektiften
bakıldığında, eserini bir nevi liberal ekonominin kuramcıları ve liberal
ekonomi modelinin eleştirisi üzerine kurmuştur. Fakat kaçırdığı çok önemli bir
nokta olarak kendisinin de daha sonra kabul ettiği bu krizden çıkmanın yegâne
çözüm yollarının bir nevi siyasi liberalizm olduğudur.
Küreselleşmenin başladığı 1970’li yıllar sonrası
yeni dönemde, neo–liberalizmin dominant düşünce akımı haline gelmesiyle, refah
devleti başta Avrupa’da olmak üzere krize girmiştir. Bu durum, ulusal
kapitalizmden küresel kapitalizme, sanayi toplumundan bilgi toplumuna, geçiş
koşullarının doğurduğu bir sonuç olarak düşünülmektedir. Refah devletleri için güzel günlerin bittiği,
sorunların başladığı bu yeni dönemde, özellikle Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde,
hükümetlerin sosyal harcamalar için milli gelirden ayırdıkları payın sürekli
büyüdüğü ve giderek katlanılamaz bir hacme ulaşarak, ülkelerin rekabet güçlerini
zayıflattığı öne sürülmektedir. Bu durum, refah devletinin mevcut haliyle
sürdürülebilmesini imkânsız kılmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Mart 2020 |
Kabul Tarihi | 19 Mart 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 4 Sayı: 1 |