Bu çalışma, kesimhanelerde Staphylococcus aureus’un mevcudiyetini, izolatların moleküler tiplendirmesini ve izolatların vankomisin antibiyotiğine duyarlılığını tespit etmeyi amaçlamaktadır. Nevşehir ilindeki üç farklı kesimhane-den sıvap ile alınan; sığır karkası, duvar, bıçak, kesme tahtası yüzeyleri ve kesimhane atık su örnekleri çalışma kapsa-mında materyal olarak kullanılmıştır. Her bir kesimhaneden; 10 adet sığır karkası yüzeyi, 10 adet duvar yüzeyi, 10 adet bıçak yüzeyi, 10 adet kesme tahtası yüzeyi ve 10 adet atık su olmak üzere, bir kesimhaneden toplam 50 adet; üç ke-simhaneden toplam 150 adet numune incelenmiştir. Etken izolasyonunu takiben izolatların identifikasyonu fenotipik ve moleküler yöntemlerle (PCR) yapılmıştır. İzolatların vankomisine duyarlılıkları E test ile test edilmiştir. Ayrıca izolatların genetik yakınlıkları Enterobacterial Repetitive Intergenic Consensus-PCR (ERIC-PCR) ile araştırılmıştır. Çalışmada 150 örnekten 150 izolat elde edilmiş, bu izolatların 65’i (%43.3) fenotipik olarak koagülaz pozitif stafilokok olarak tespit edilmiştir. Bu 65 izolatın 6’sı (%4) ise PCR sonucu S. aureus olarak identifiye edilmiştir. Elde edilen S. aureus izolatları-nın tümünün (duyarlı: ≤2 μg/ml) vankomisine duyarlı olduğu saptanmıştır. ERIC-PCR analizi sonucu izolatların genoti-pik olarak farklı olduğu saptanmıştır. Hem gıda toksikasyonlarının önüne geçmek hem de karkas kalitesini artırmak ve kırmızı etin raf ömrünü uzatmak için, kesimhanede hijyen koşullarına dikkat edilmelidir. Yapılan antibiyotik duyarlılık test sonucu, direnç tespit edilmemesi olumlu olmakla birlikte, antibiyotiklerin bilinçsiz kullanımından kaçınılmalı ve kul-lanımları kontrol altında tutulmalıdır.
This study aims to determine the presence of Staphylococcus aureus in the slaughter houses, the molecu-lar typing of the isolates and the susceptibility of the isolates to the vancomycin antibiotic. The samples collected from cattle carcass, wall, knife, wastewater and cutting board from three different slaughterhouses in the Province of Nevşehir, in the scope of the study, were used as material. Fifty swab samples of 10 beef carcass surfaces, 10 wall surface, 10 blade surface, 10 cutting board surface and 10 waste water were taken from each slaughterhouse; a total of 150 swab samples were analyzed. The identification of the isolates was performed by phenotypic and molecular methods (PCR) following the isolation of the agents. The susceptibility of the isolates to vancomycin was tested by E test. In addition, genetic proximity of the isolates was investigated by Enterobacterial Repetitive Intergenic Consensus-PCR (ERIC-PCR). In this study, 150 isolates were obtained from 150 samples. 65 (43.3%) of these isolates were iden-tified as coagulase positive staphylococci and 6 (4%) of 150 isolates were identified as S. aureus. All S. aureus isolates (susceptible: ≤2 μg / ml; moderately sensitive: 4-8 μg / ml; resistant: ≥16 μg / ml) were found to be susceptible to van-comycin. According to the ERIC-PCR analysis, isolates have been determined to be genotypically different. Special attention should be paid to hygiene conditions in slaughterhouses, both to prevent food poisoning and to improve car-cass quality, and to extend the shelf life of red meat. Although it is pleasing that no resistance is detected as a result of our antimicrobial susceptibility test; unconscious use of antibiotics should be avoided, and their use should be kept under control.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 3 Eylül 2019 |
Kabul Tarihi | 18 Şubat 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 17 Sayı: 3 |
https://dergipark.org.tr/tr/download/journal-file/20610
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.