Amaç: Çalışmamızın amacı fetal distres nedeniyle sezaryen ile doğum yapan term tekil sağlıklı gebelerin doğum öncesi
bakılan kan parametrelerinin spontan vajinal doğum yapan term tekil sağlıklı gebeler ile farklı olup olmadığı ve akut fetal
distresi öngörmedeki yerini araştırmaktır.
Gereç ve Yöntem: Çalışmaya term tekil gebeliği ve herhangi bir hastalığı olmayan, latent fazda spontan doğum eylemi
başlaması nedeniyle doğum salonuna yatırılan ve travay takiplerinde Kategori III fetal kalp atım trasesi (fetal distres) gelişen
124 gebe dahil edildi. Kontrol grubu olarak spontan vajinal doğum gerçekleştirilen 126 sağlıklı term gebe çalışmaya alındı.
Tam kan parametreleri, yaşı, obstetrik öyküsü, gebelik haftası, oksitosin uygulanıp uygulanmadığı, doğum şekli, doğum
kilosu, yenidoğan cinsiyeti, maternal komplikasyonlar, APGAR skoru (1. ve 5. dk), yenidoğan yoğun bakım ünitesine yatış
olup olmadığı incelendi.
Bulgular: Fetal distres gelişen olguların kontrol grubuna göre gravida, parite, yaşayan çocuk sayısı daha az, erkek
yenidoğan sayısı anlamlı yüksek saptandı. Ayrıca 1. ve 5. dk APGAR skorları kontrol grubundan daha düşük olmasına
rağmen Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi'ne (YYBÜ) yatış oranı farklılık göstermedi. Kontrol grubuna oranla Hematokrit
(Hct), Lenfosit sayısı, ve Ortalama Platelet Hacmi (MPV) daha düşük, nötrofil sayısı, platelet dağılım genişliği (PDW),
nötrofil/lenfosit oranı (NLR) ve platelet/lenfosit oranı (PLR) daha yüksek saptandı.
Sonuç: Eylem öncesi bakılan tam kan sayımında MPV düşüklüğü, PDW, NLR, PLR yüksekliği saptanan gebeler daha yakın
takip edilmeli ve bu olgularda intrapartum akut fetal distres gelişebileceği akılda tutulmalıdır.
Mean platelet volume (MPV) platelet dağılım genişliği (PDW) nötrofil/lenfosit oranı (NLR) red cell dağılım genişliği (RDW) platelet/lenfosit oranı (PLR) akut fetal distres
Aim: Our study aimed to compare complete blood count parameters between term single healthy pregnant women who
had cesarean section due to fetal distress and who had a spontaneous vaginal delivery and investigate the importance of
these variables in predicting acute fetal distress.
Material and Method: The study included 124 term nullipara pregnant women who were admitted to the delivery room
due to the onset of spontaneous labour in the latent phase and who developed Category III fetal heart rate trace (fetal
distress) during labour follow-up. As the control group, 126 healthy nullipara women who had spontaneous vaginal
delivery were included in the study. In addition, blood parameters, age, obstetric history, gestational week, oxytocin
administration status, mode of delivery, birth weight, newborn gender, maternal complications, the APGAR score,
neonatal intensive care unit admission status were examined.
Results: The cases with fetal distress were found to have lower gravida, parity, less alive children, and a significantly
higher number of male newborns than the control group. In addition, although the APGAR scores at the 1st and 5th
minutes in the fetal distress group were lower than the control group, the NICU admission rate was not significantly
different. HCT, lymphocyte count, and MPV were lower, neutrophil count, PDW, NLR, and PLR were higher in the fetal
distress group compared to the control group.
Conclusion: Pregnant women with low MPV, PDW, NLR, and high PLR in complete blood count before the labour should
be followed up closely, and it should be kept in mind that intrapartum acute fetal distress might develop.
Mean platelet volume (MPV) Platelet Distribution Width (PDW) Neutrophil‑to‑lymphocyte ratio (NLR) Red Cell Distribution Width (RDW) ve Platelet-to- lymphocyte ratio (PLR) fetal distress
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kadın Hastalıkları ve Doğum |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Kabul Tarihi | 17 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 3 Sayı: 4 |