Modern
hayatın içinde oyun, bir boş zaman etkinliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir
taraftan yoğun iş koşuşturması içinde olan insanlar, rahat bir nefes almak,
eğlenmek, kazanmak gibi motivasyonlarla diledikleri oyunlara yönelirler.
Günümüz tüketim toplumu kültürü içinde oyun ortamları, araç ve gereçleri çok
farklı olanaklar ve çeşitlilikte yer almaktadır. Dolayısıyla oyun ciddi olarak
adlandırdığımız iş, çalışma, üretme hallerimizin dışında yer alır.
Huizinga,
insanın kendini var etme macerasının oyuna gerçekleştiğine dikkatleri çekerek
kültürün oyun oynayarak kurulduğuna vurgu yapar. Bu anlamda gündelik hayatın
içinde tüm iletişim düzlemlerine dikkat edildiğinde çeşitli oyunsu yanların
varlığını görürüz. Bütün yapıp etmelerimizin ve karar süreçlerimizin ardında
oyuncu yapı hep bulunmaktadır. Bu makale Huizinga’nın oyun teorisinden yola
çıkarak oyun-insan ilişkisini iletişim boyutu ile ele almakta ve uyum
kavramının sadece “ciddi” olanın karşıtı olup olmadığını tartışmaktadır.
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Eylül 2005 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mayıs 2005 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Sayı: 1 |